otel

Sömestr Tatili İçin Öneriler

Sömestr Tatili İçin Öneriler Golden Key  “ŞIK” BİR “KIŞ” MASALI Doğa ve butik otelciliğin en gözde markalarından Kartalkaya Golden Key Chalet, ödüllü mimarisi, konforu, doyumsuz manzarası, 43 farklı büyüklükteki odası, İtalyan ve Türk mutfağının seçkin lezzetleri ...

Duvar Kağıtları

Her Dönem Dekorasyonun Vazgeçilmezleri

Duvar kağıdı rahat, huzurlu, konforlu ortamlar oluşturmak, sanat ve güzelliği birleştirmek açısından her geçen gün önemini arttırmaktadır. Duvar kağıdı seçimi yapmak aslında çok basit bir işlem gibi dursa da, ev dekorasyonu kısmında en çok zorlayacak uygulamalardan biridir. Duvar kağıtları ile ilk tanıştığımız yıllarda zenginliğin yansıması anlamına gelen bu malzeme genellikle altın varak baskılı ve klasik desenli olarak üretilir ve uygulanırdı. Şimdilerde teknolojinin hızı ile yapılan modeller çok şık, modern çizgi ve tasarımlar ile mekanlarımızı süslemekteler. Duvar kağıdı mekan dizaynında baş sırada yerini alırken, doğadan ilham alanlar başta olmak üzere çeşitli tasarımlar sayesinde ortamlar aydınlık  ve huzurlu bir özelliğe sahip olacaktır. Her geçen gün duvar kağıdı modelleri oldukça renkli ve bol desenli farklı ilginç tasarımlarla hayatımızda yer edinmekteler. Dikkat çekici çiçek, dal, ağaç, kuş desenlerin yanında, geometrik desenler ve özellikle üç boyutlu çizimler oldukça fazla yer almaktadırlar.

Renk uyumunu mekandaki diğer tekstil ürünleri ile değerlendirmek de çok önem kazanmaktadır. Duvar kağıdı seçerken oturma odası ve mutfakta sıcak renkler kullanmak yerine pastel renklere yönelmek ,güneş gören mekanlarda ise güneşi kıran renkler yani mor, mavi yada kahve ve bej tonlarını seçmek tavsiye edebileceğimiz ince detaylardır.

Son yıllarda mutfaklarda duvar kağıdı kullanımı artış göstermektedir. Modern mutfak tasarımlarında birbirinden renkli ve canlı desenlerle duvar kağıdı uygulamaları mutfaklara ayrı bir hava katmaktadır. Neme ve suya dayanıklı seçenekleri ile duvar kağıdı uygulamaları mutfakları renklendirirken, ferah ve hareketli bir görünüm sağlamaktadır. Özellikle mutfak kullanımlarında

silinebilir özellikte olmalarına dikkat edilmesi gerekmektedir. Ev, ofis, otel, cafe  hatta hastane gibi ortak kullanıma açık mekanlarda tv arkasında özellikle dikkat çekici bir uygulama olarak duvar kağıtları ön plana çıkmaktadır. Özellikle doğal taş kaplama yapmanın uzun sürmesi ve maliyetli olması sebebiyle bu alanlarda taş desenli duvar kağıtları tercih edilmektedir.

Çocuk odası dekorasyonlarında duvar dekorasyonları odaya canlılık katan ayrıntılar arasında yer almaktadır. Son derece sade dekore edilmiş bir çocuk odası duvar kağıdı seçimi ile bambaşka görünümlere kavuşabilir. Animasyonlu, üç boyutlu, renkli çizgili duvar kağıdı seçimleri ile çocuk odalarına yeni bir tasarım kazandırılabilir. Animasyonlu duvar kağıtlarını 0-6 yaş grubu çocuk odalarında kullanmak gayet akıllıca bir seçim olacaktır.

Banyo ve tuvaletlerin duvarlarında renk renk, çeşit çeşit, desen desen duvar kağıtları kullanarak birbirinden şık, kullanışlı ve sevimli banyolar elde edilebilir. Banyolarda sadece fayans döşemeleri ile sınırlı kalmak istenmiyorsa, daha fazla seçenek ve daha fazla renk isteniyorsa duvar kağıdı fikrini düşünülebilir. Şık ve ıslak mekana uyumlu duvar kağıdı modelleri ile banyolar evin diğer odaları kadar hoş görünecektir. Duvar kağıdına uygun olarak kullanılacak ayna ve apliklerle banyoların şıklığına şıklık katılabilir.

Eğer tekdüze bir ofis dekorasyonu istenmiyor, ofisin dekorasyonu özel bir boyuta taşımak isteniyorsa, yapabileceklerin en başında duvar kağıtlarını kullanmak gelir.

Kişiliğin, zevklerin ve tarzın  yansıtılmasının en doğru yollarından biri olan duvar kağıdı, bulunduğu ortama anlam, derinlik ve kalite katar. Uzun zamandır ev ve villa dekorasyonlarında sıkça kendine yer bulan duvar kağıtları, bir süredir ofislerin ve ofis dekorasyonlarının da gözde parçası haline gelmiştir. Tarzı ya da dönemi ne olursa olsun hemen hemen her dekorasyon stilinde kolaylıkla uygulanabilen duvar kağıtları doğru kullanıldığı takdirde ofiste son derece sıradışı ve klas bir atmosfere ulaşılabilir.

 

Gülen Yalçınkaya Özelçi

Hotel Vincci Gala

Bu 4 yıldızlı oteli tanımlayacak en iyi kelimeler özgünlük ve konfor olmalı. Barselona’nın kalbinde yer alan, Plaza de Cataluña ve Las Ramblas’a çok yakın konumda bulunan ve Vincci Otel zincirinin bir parçası olan Vincci Gala, ana ticaret ve kültür merkezine çok yakın.

Projesi 1900’lerden kalma mimari stilin tekrar modellenmesi sonucu ortaya çıkmıştır. Ana merdivenler, ana cephe ve hidrolik zemin karoları kültür mirası olarak muhafaza edilmiştir.

Sonuç olarak gelenek ve tasarımın mükemmel bir denge ile hayat bulduğu ve kentin Modernist özüne saygılı eşsiz bir yapı ortaya çıkmıştır.

Rahatlatıcı ve büyüleyici bir teras şehrin kalbinde yer alıyor dersek abartmış olmayız.

Vincci Gala otelinin konforlu ve modern 2 yataklı veya 1 çift kişilik yataklı,özel kasalı TV ve mini barlı ve büyüklüğü 20 ye kadar çıkabilen seçenekleri ile 78 odası bulunmaktadır.

JHD Dunant Hotel

Hiçbirşey yaratılmamıştır! Hiçbir şey yok edilemez. Sadece dönüşür!

Antoine-Laurent de Lavoisier’in objeleri kendilerini dönüştürürler. Fonksiyon ve yerlerini bizlerin hayal güçlerine göre uzayda dönüştürürler. JHD Dunant Otel’de 18.yy a ait kanepeler havada duvarlarda asılı dururlar.

Rustik sandalyeler ayaksız ve 1900 lü yılların başlarına ait komidin ve dresuarlar bambaşka bir şeye dönüşerek uzaya enerji verirler. Demirden bahçe masaları yerden fışkıran çiçeklerin yanındaki böceklerdir. Bu hareketler hayatımızın yeni rolü ve yeridir.

Küresel tasarım objelerinden bir kısmı toplanmış ve oturma yerlerinde sergilenmektedir.

“Odanızda bir Saariner veya Eames sandalyesi gördüğünüzde şaşırmayın.Tamamı orjinal olan bu parçalar bir eğitim gezisinin parçalarıdır. Bize göre misafirlerimizin üzerine atlaması gereken bir olaydır.

JHD Dunant Otel’i ziyaret eden herkesin bu zenginleşmeyi yaşayıp gitmelerini ümit ediyoruz.”

 

Ermando Preti – Tasarımcı

“JHD Dunant Otel’de, duyguları gerçek bir arama motoru mantığıyla kullanabilecek bir alan hayal ettim. Herkesin içinde değişik arama enstrümanları var ve herkesin kendi rotası var. Ben, kendi tasarladığım 3D, heykel, kavramsal grafik gibi görsel sanatları kullanan bir çeşit duygusal navigasyonu, aklı ve kalbi toplaması için yönlendirme fikrini çok sevdim.”

dfot

 

Heybeliada

Heybeliada İstanbul’un Büyükada’dan sonra gelen en büyük adası. Adaya Heybeliada denmesinin sebebii ise uzaktan bakıldığında şeklinin yere bırakılmış bir heybeye benzemesidir. Adanın nüfusu yaklaşık 7000 civarındadır. Bu rakam yaz aylarında 50.000e kadar ulaşır.

Heybeliada SANATORYUMU

Heybeliada’nın güney tarafındaki Çam Limanı’nına bakan bir tepede İsviçre’deki bir sanatoryum model alınarak inşa edilen bu hastane, başlangıçta 16 yatak kapasitesiyle hizmet veriyordu. 1940’lı yılların ortalarında bir bina daha ilave edilmiş, daha sonraları idare binaları ve hemşire lojmanlarının da ilavesiyle imkânları daha da genişletilmişti. Şehir merkezinden uzak, çam ormanları içinde temiz bir hava ve kuvvetli bir gıda bakımı, dönemin en iyi tedavi şekliydi. Hastalar için balkonunda da birer yatak vardı. Gıda olarak hastalara günde 4 öğün yemek yanında et, süt ve bal veriliyordu.

 

Sağlık hizmetinin yanı sıra tıp eğitimi de veren bu sanatoryum,

Prof. Dr. Siyami Ersek ve daha birçok yerli ve yabancı uzman doktoru da yetiştirmiştir. Bu nedenle, WHO (Dünya Sağlık Örgütü) tarafından tüberkülozda eğitim ve araştırma hastanesi olarak kabul edilen bu sanatoryum, İsmet İnönü, Rıfat Ilgaz, Ece Ayhan gibi isimlere de hizmet vermişti.

Sanatoryumda  rehabilitasyon  merkezi de bulunuyordu. Ustalar vasıtasıyla hastalara ayakkabıcılık, çorapçılık, fotoğrafçılık, heykeltıraşlık, saatçilik, daktilo gibi kurslar veriliyor, hastalar zenaat öğrenip meslek sahibi olabiliyorlardı. Sanatoryumun kuruluşunun 50. yılında yapılan bir araştırmaya göre, kurslara katılan yaklaşık bin kişinin yarısı meslek ve iş sahibi olmuştu.

 

Sağlık sorunlarında moral desteğin önemli bir yardımcı etken olması nedeniyle sanatoryumda haftada bir moral günleri düzenleniyor, ya sinema gösterisi yapılıyor ya da konser veriliyordu.

DENİZ LİSESİ

XVIII. asrın yarısına kadar Osmanlı donanmasında ve korsan gemilerinde kaptan yetiştirilmesi her hangi bir teşkilata bağlı olmayıp, babadan oğula ve ustadan çırağa ameli olarak yürütülmekte idi. Osmanlı İmparatorluğunda eğitim sistemine dönüş hareketi l734’te Üsküdar Mühendishanesi’nin açılması ile başlar. 

Bugünkü Deniz Harp Okulu’nun nüvesini teşkil eden mektep, ilk defa çeşme mağlubiyeti üzerine 18 Kasım 1776 da (devrin Kaptan-derya’sı) Cezayirli lakabıyla anılan Hasanpaşa’nın teşebbüs ve padişahın iradesi alınarak Kasımpaşa’ da tersane içinde (Mühendishane-i Bahri Hümayun) adı ile kuruldu. 29 Ekim 1784 de Sadrazam Halil Ahmedpaşa’nın teşebbüsü ve iki Fransız mühendisi yardımıyla, mektep programları genişletilerek bir (Bahriye Tatbikat Mektebi) ihdas edildi. Padişah III. Selim zamanında esaslı ıslahat haraketleri neticesi, Kaptaruderya Küçük Hüseyinpaşa’nın hizmeti ile Kadıköy’ de inşa edilen bir binada (1795’ de) Mühendishane-i Amire adında bir mektep tesis edildi.

XIX. asrın başından itibaren, mektebin yeniden ihyası ve devrin icaplarına uygun bir hale getirilmesi hususunda muhtelif teşebbüsler yapıldı. Bu meyanda Padişah III. Selim’in Kaptanıderyası Hüsrevpaşa zamanında Mühendishanei Bahri adı ile Heybeliada’da evvelce Bahriye Kışlası olarak inşa edilen binaya nakledildi (1824). Kırım Harbi sırasında, Bahriye Mektebi yeni zihniyetle ele alındı. Üç çeyrek asır müddetince Deniz Mektebi normal olarak eski yerinde kaldı. Fakat i. Cihan Harbi sırasında (1917’ de) bir defa daha yer değiştirdi ve Türk Ortodoks İlahiyat Mektebi’nde ve Mukaddes Teslis ve Grek Ticaret Mektebi’nde ve Panayia’nın kalıntılarında yerleşti.

Bir sene sonra tekrar eski yerine döndü. İnşaiye sınıfı yeniden ihdas edildiği gibi Kasımpaşa’da “Haddehane” tabir edilen mektepte lüzumlu makine zabiti yetiştirilmekte iken devrin tekniğine uygun evsafta makine zabiti yetiştirilmek üzere şimdiki makine sınıf okulları binasında Çarkçı Mektebi ihdas edildi. Bunlara ilaveten bir namzet mektebi kuruldu. Bu mektebin yeri şimdiki Ruhban Okulu olup keza bu bina Mondros mütarekesi ve beynelmilel bir anlaşma gereğince Rum tebaya terk edilerek “Rum OrtodoksIarın Ruhban Okulu haline” dönüştü. 

(Halen aynı maksatla kullanılmaktadır.) Bu binanın terki ile talebeleride Çarkçı Mektebi talebeleri gibi Bahriye Mektebi’ne nakledildi. Bu suretle her iki mektep Mekteb-i Bahriye adı altında çalışmalarına devam etti. 27 Mayıs 1928’de Erkanı Harbiye-i Umumiye Riyaseti emirleri ile “Mekteb-i Bahriye” tedrisatı maarif esaslarına inkılap ettirildi. Ve Deniz Lisesi adını aldı. Üç yıllık lise tahsilini müteakip, iki yıl süreli harp mektebi tahsili ikame edilerek mektebin ismi DENİZ HARP MEKTEBİ ve LİSESİ oldu.

 

Triada Manastırı Ve Kilisesi

Ada’nın kuzeyinde, bugünkü adıyla Ümit Tepesi’nde adalıların deyimiyle Papaz Dağındadır. İlk adı Sina kilisesine bağlı anlamına gelen Siyon idi. çünkü muhtemelen Kudüs Patrikhanesine bağlıydı. Ancak sonradan Hristiyanlığın temel ilkesi olan Tanrı, Hz. İsa ve Ruh-ü! Kudüs (Kutsal Ruh) üçlüsü anlamına gelen “Triada” adı verilmiştir. Manastır sonradan Ruhban Okulu’na dönüştürülmüştür. Kilise ise okulun bahçesinde uzaktan bakıldığında görülemeyecek kadar küçük bir yapıdır. Aya Triada Ada’nın en eski manastın ve kilisesidir. Çok eski bir inanışa göre manastırın kurucusu Patrik Fotiyus’dur.

UÇURUM MANASTIRI

Heybeliada’nın Büyükada (Nizam semtine karşı) cephesinde, sanatoryum yolu üzerinde yüksekçe bir falez üzerinde olması sebebiyle, Krimnos Precipise Uçurum manastırı da denir.

S.Vizandios’a göre manastır kolay kırılan bir kaya üzerindedir. 1862’ de toprak kaymasını önlemek üzere bir keşiş Aya Effimia ayazması üzerine duvar yaptırmıştır.

Hüseyin Rahmi Gürpınar Evi

Heybeliada tepelerindeki Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın evi, İstanbul’daki sayılı müze-evlerden.

Cumhuriyet dönemi yazarlarından Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın Heybeliada’da, 1912-1944 yılları arasında yaşadığı evin, Kültür Bakanlığı`nın yaptığı restorasyonla müzeye çevrilmesiyle oluşturulmuştur.

İskeleden yürüyerek yarım saatte ulaşabileceğiniz Hüseyin Rahmi Gürpınar’ın müze-evi büyüleyici olmasının yanında ne yazık ki bakımsızlığı ile göze çarpıyor. Her şey orijinal, oturma odasının iki duvarında kitaplık ve ortada da dört kişilik yemek masası var. Masanın üzerinde porselen yemek takımları ve kadehler…Sanki biraz sonra Hüseyin Rahmi yemek yiyecek gibi, sofra hazır vaziyette. gibi Kitaplık yok olmuş ama  kitaplar duruyor en azından : 350 Türkçe, 304 Fransızca kitap ve  110 cilt gazete koleksiyonu var.Ziyaretçiler bunların yalnızca bir kısmını görebiliyor. Çoğunlukla Fransızca-Türkçe sözlükler, Edgar Allan Poe ve Shakespeare kitapları, bir de Hüseyin Rahmi’nin gizli romantikliğini dışa vuran ‘Rüzgar Gibi Geçti’ dikkati çekiyor.

 

İkinci kata çıkıldığında, karşılıklı duran çalışma odası ve yatak odasını görülüyor.Bolca ışık alan miniminnacık abanoz bir masa, iskemle, kesme kristalden yazı takımları var.Olabilecek en düzenli çalışma yeri burası olsa gerek. Duvarlarda aile fotoğrafları ve kendi yaptığı yağlıboya tablolar, raflarda Rus malı bir fotoğraf makinesi ve yere serilmiş şık kilim de etkileyici detaylardan. Yatak odası ise evin en büyüleyici bölümü. Sadece tek bir sebepten: Yatağın üzerine serilmiş gül rengi örtüyü, Hüseyin Rahmi kendi eliyle işlemiş meğer! Üzerinde titizlikle çalışıldığı çok belli.

Cam çerçevelerin ardında sergilenen onlarca danteli de yakından inceleyebilirsiniz. Evinin en şahane manzaralı odasını ise  arkadaşı Hulusi Bey’e vermiş Hüseyin Rahmi.Üçüncü katı; yani çatı katını.Muhteşem bir manzaraya sahip olan bu kat sanki bütün Heybeliada ayaklarınızın altındaymış hissiyatı veriyor insana. Umarız en yakın zamanda bakımı yapılır bu büyüleyici müze evinin.Çünkü bu şekilde bırakılmış olması ve sahip çıkılmaması  insanın içini acıtıyor.

İSMET İNÖNÜ KÖŞKÜ

Asıl adı Mavromatakis Köşkü olan, Refah Şehitler Caddesi, No:73’teki konak bugün, Türkiye’nin ilk başbakanlığını, daha sonra da Türkiye Cumhuriyeti cumhurbaşkanlığı yapmış olan İsmet İnönü’nün ailesi tarafından yönetilen İnönü Vakfı’na bağlı olarak müze olarak kullanılmaktadır. 

İsmet Paşa adıyla bilinen İsmet İnönü, bu konağı ilk olarak 1924 yılında, yazlık ev olarak kiralamıştır. İnönü ailesi evi, 1934 yılında 9,500 lira karşılığında satın almıştır; ev, kendilerine Atatürk tarafından hediye edilen mobilyalarla döşenmiştir. İsmet Paşa, 1937 Eylülünde eve yerleşmiş ve aynı yıl, burada, yeni başbakan Celal Bayar tarafından ziyaret edilmiştir. İsmet Paşa, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı görevini yürüttüğü 1938-50 yılları arasında, maiyetini oluşturan görevlilerin sayısından dolayı, Florya ve Yalova’daki resmi yazlık konutlarda konaklamıştır; karısı Mevhibe Hanım ise yazlarının çoğunu, çocukları Ömer, Erdal ve Özden’le birlikte Heybeli’deki evde geçirmeyi tercih etmiştir.

İsmet Paşa, muhalefet partisinin başkanlığını yaptığı 1950-60 yılları arasında, yazlarının çoğunu, ailesiyle beraber Heybeliada’daki bu evde geçirmiştir; bu dönemde, İsmet Paşa’nın sahilde yaptığı kısa gezintilere kasaba halkı da eşlik eder, İsmet Paşa, kasabanın gençleriyle beraber iskeleden denize çivileme atlardı. Başbakanlığının ikinci dönemi olan 1961-65 yılları arasında da programının elverdiği zamanlarda ve görev yapmadığı yaz aylarında yine Heybeliada’ya giderdi.

 

İsmet İnönü’nün 25 Aralık 1973’te Ankara’da, seksen dokuz yaşında ölmesinin ardından Heybeli’deki ev birkaç yıl kapalı kaldı; fakat daha sonra Mevhibe Hanım, yazlarını Heybeli’deki eve komşu bir evde geçiren oğlu Erdal ve onun eşi Sevinç’le beraber, ara sıra bu eve dönmüştür. En sonunda ise aile, evin, vakıf bünyesinde bir müze olarak korunmasında ve İsmet Paşa’nın buraya ilk olarak yerleştiği 1937’deki haliyle, Atatürk’ün hediye ettiği mobilyalarla kalmasında karar kılmıştır. Ziyaretçiler, müzede, çeşitli eşyalar, resimler ve İsmet Paşa’nın kamu ve aile yaşantısıyla ilgili anı eşyalarını görebilir.

 

Evin bahçesi, Adalar Müzesi’nin açık sergi alanı olarak kullanılmaktadır. Bahçede yaz aylarında konser, çocuk ve sanat atölyeleri, film gösterimleri gibi külturel etkinlikler yapılmaktadır.

PERİLİ KÖŞK

Muhteşem manzarası,huzur veren sakinliği ve özel detaylarıyla Perili Köşk misafirlerini bekliyor. otelin sahibi Doğan Olguner, Perili Köşk’ün hikayesini Otel sahibi Doğan Olguner anlatmış;Mimar Ekrem Olguner, 1952 yılında Heybeliada Sanatoryum‘unu (Akciğer Hastalıkları Hastanesi) inşa ederken aldığı arazi üzerine, hastanenin inşaatından kalan zamanlarında şu an “Perili Köşk” olarak faaliyet gösteren evi yapmış. Başlarda yazlık olarak kullanılan eve, ailede yaşanan kayıplar nedeniyle uzun yıllar gidilmeyince bina, neredeyse kullanılamaz bir hale gelmiş.

Ve Heybeliada çocukları bu eve ‘’Perili Köşk” adını vermişler. Ekrem Olguner’in oğlu Doğan Olguner’in evi defalarca yaşanabilir hale getirme çabaları sonuç vermeyince, Doğan Bey’in oğlu, Ozan Olguner, ailesine evi otele çevirmenin daha doğru olabileceğini söylemiş. Ve otel için gerekli olan izinleri almaya başlamış. Kardeşi Can Olguner ile birlikte tadilata başlayan Ozan Bey, konu otel için isim bulmaya gelince yıllar önce çocukların evleri için taktıkları “Perili Köşk” isminin uygun olabileceğini düşünmüş.

Heybeliada’daki Perili Köşk 5 oda ile hizmet veriyor. Buranın bizi etkileyen özelliği ise evcil hayvanlarınızla gönül rahatlığıyla kalabilmeniz.Her odası, deniz veya orman manzarası gören bu otel, aynı zamanda birçok değerli müzisyene de ev sahipliği yapıyor.

Yakın ve uzak bir tatil kaçamağı yapmak isterseniz işte size harika bir alternatif.

Sedefadası

Adalar’ın yerleşime açık olan en küçük adasıdır. 1300X1100 metre büyüklüğündedir. Üzerindeki bitki örtüsü uzaktan bakıldığında sedefe benzetildiği için Sedefadası adı verilmiştir. Eskiden tavşanı bol olduğu için Tavşanadası adı da kullanılmıştır. Adada iki plaj vardır.

Club Ada Sedef

İstanbul’daki Prens Adaları içinde en nezih ada olan Sedef Adası; yazın eğlence sektöründe Boğaz’a rakip olmaya başladı. Bu rekabet, bu sezon açılan CLUB ADA SEDEF ile daha da artacak. İstanbul’un ve Sedef Adası’nın en yeni mekanı CLUB ADA SEDEF, plaj,

yeme-içme ve eğlence keyfini bir arada sunuyor.

CLUB ADA SEDEF, yeme-içme ve eğlence sektörünün en deneyimli ve en tanınmış isimlerinden biri olan Aydın Samanlı ile genç işadamları Emay İnş. A.Ş Yönetim Kurulu Üyesi, Kentplus ve Brandium markalarının sahibi Burak Gören, Fatih Uğuz ve Habil Gürsoy ortaklığıyla kuruldu. Plaj, restoran-bar ve kulüp bölümlerinden oluşuyor. Plaj; pırıl pırıl bir denize ve geniş kapasiteli bir sahile sahip. Plajda gün boyu yeme-içme servisi veriliyor. Güneşlenirken bir şeyler atıştırmak veya içkisini yudumlamak isteyenlere çok özel yiyecekler ve kokteyller servis ediliyor. Restoran-barı, adanın dokusuna uygun taş bir binada İstanbulluları ağırlıyor. Çok sıcak ve samimi bir ambiyansı olan restoran-bar 200 kişilik kapasiteye sahip. Restoranın mönüsü Akdeniz mutfağının en özel lezzetleri ve deniz mahsullerinden oluşuyor. Restoranın plaj için de özel bir mönüsü bulunuyor. Restoran-barı gece olunca bir kulübe dönüşüyor.

Aynı zamanda bir de Rum meyhanesi bulunuyor. Denize sıfır konumlanan Rum meyhanesinin başında ise Theo bulunuyor. Rum meyhanesi ve eğlencesinde en önemli isimlerden biri olan ünlü şarkıcı Fedon’un oğlu Theo, bu yaz sedef’te müdavimlerini ağırlayacak.

200 kişilik düğün, davet ve parti organizasyonları için de İstanbullulara hizmet verecek. Kokteyl porolonge konseptinde ise 300 kişilik organizasyonlar gerçekleştirilebilecek.

dfot

 

Doğa ile Uyum İçinde Yaşama Sanatı

Fiji takım adalarından biri olan Laucala Adasına 3.500 dönümlük bir Alana konumlanmış otel, “herşey dahil tatil” anlayışına bambaşka bir boyut kazandırıyor.

Laucala Adasında özel bir tesis olan otel,  hindistancevizi tarlaları, kumsalları, turkuaz lagünleri, zengin yeşil dağları ve doğal güzelliği ile adeta bir yeryüzü cenneti.

 

Otelde, lüks kavramının gerçek anlamda karışılığını bulduğu özel 25 villa, özgürce tadını çıkarabileceğiniz; golften su sporlarına, sahil kenarında at binmeye kadar birbirinden eğlenceli aktiviteler bulunuyor.

Tesisin bütünleyici bir felsefesi var.Bu felsefe doğrultusunda, ada’nın bütün özkaynakları, misafirlere en iyi tatil tecrübesini sunmak için kullanılıyor. Bu kaynaklar; odalarda kullanılan malzemelerden tutun, yiyecek ve içeceklerin hazırlanmasında kullanılan malzemelere kadar uzayıp giden bir liste…

Laucala Ada’sı, Fiji Takım Adalarının güney pasifik bölgesinde yer alıyor. Tesiste bulunan 25 villa 1 ila 3 odalı olarak projelendirilmiş ve her villanın kendine özel havuzu, tropikal bahçesi, özel iç ve dış alanları mevcut. Odalara, yemek servisi, çocuk bakıcısı, kuaför, oda servisi tao servisi, kuru te-

mizleme, otele vardığınızda ve ayrıldığınızda verilen hediyeler gibi hizmetler var.

Misafirler aynı zamanda golf, tennis, at binme, bisiklet, sörf, balık tutma ve dalış gibi birçok spor aktivitelerine de katılabiliyorlar.

Laucala adası, en populer olduğu alan kaleydoskop zenginliğinde her yaştan misafire hitap eden spor ve kültürel aktiviteler sunması.

Laucala Ada’sı, cennet gibi bir ambiyansta, lüksü, mahremiyeti, eşsiz mutfakları tecrübe ederken, bunların yanında sportif aktivitelerde yapmak isteyen misafirler için en uygun kaçış noktası diyebiliriz.

dfot

 

Akdeniz’in Saklı Cenneti Göcek’te konumlanan D-Resort Göcek; büyüleyici dağ manzarası ile etkileyici bir fona sahip ve günümüzde yat cenneti olarak bilinen balıkçı köyünde yer alan bir kaçış noktası olup;  yenilenmek, huzurla dolu bir çevrede iş toplantıları organize etmek ya da birbirinden güzel ve sakin koylarında tekneyle seyir ve yelken keyfi yaşamak için ideal bir destinasyondur.

D-Resort Göcek, açık havuzu, deniz kıyısında yer alan restoran ve barı ve yenilen yüzü ile D-SPA, çevresindeki zengin aktivite alternatiflerine ek olarak Göcek’in tek özel plajına ücretsiz giriş hakkı sunmaktadır.

Konumu ve modern yapısı ile lüks bir seçenek olan D-Resort Göcek; Göcek köyünün, yemyeşil bahçelerini ve çevredeki dağların görkemini gözler önüne seren 57 konforlu odaya sahiptir. Klasik Çatı, Standart, Superior ve Deluxe olmak üzere 4 tip oda kategorisi ile tüm ihtiyaçlarınızı karşılar niteliktedir. Odalarımızda sigara içilmemekte ve engelli misafirlerimiz için özel oda bulunmamaktadır.

Büyüleyici D-SPA; deluxe spa bakımları ve tamamlayıcı entegre birimleri ile bütünsel bir yaklaşım sunmaktadır. İhtişam ve görkemli üç birimden oluşan, toplam 1483m2 alan üzerine kurulu D SPA, nefesinizi kesecek. D-SPA özel mimarisi ile görülmeye değer eşsiz ve mahrem bir yerdir. 2 adet fonksiyonel bakim odasi, jakuzi opsiyonlu 2 adet çift kişilik bakım odasi, vitality havuzu, 2 adet özel abachi ahşap saunasi, 1 buhar odası ve technogym donanımlı fitness alanı sunulan ayrıcalıklı hizmetlerden sadece bir kaç tanesidir. 12 ve 16 yaş arasındaki çocuklar için sunulan bakım önerileri, yalnızca misafirlerin ebeveynlerinin eşlik etmesi şartıyla geçerlidir. Soyunma odaları, ısıtılmış alanlar ve diğer spa alanlarının kullanımı 16 yaş ile sınırlıdır. Spa ve Fitness Center haziran ayı itibariyle hizmet vermeye başlayacaktır.

 

 

dfot

 

 

Mamagreen çevre dostu üst düzey dış mekan mobilya ürünleri tasarlamakta ve üretmektedir. Mamagreen, konforu, işlevselliği ve stili harmanlayarak kaliteli ürünler üretmeye kendini adamıştır. Tasarlamış olduğu bütün mobilyalar ev ve otellerde kullanım için uygundur.

Tasarım sürecinin arkasındaki fikir çağdaş ama bohem bir dokunuşla modaya uygun bir ülke yaratmaktır. Bu benzersiz tasarım en kaliteli doğal ve endüstriyel malzemeler ile birleşerek mobilyalar için zevkli bir yaşam süresi sağlar.

Mamagreen, günümüzde Allux, Avalon, Baia, Bogard, Eden, Gemmy, MG INDUSTRIAL, Mono, Mudu, Natun, Oko, Quilt, Sally, Sparta, Stripe, Yuyup, Zix, Zudu, Accessories ve Bistro olmak üzere 20 koleksiyon serisiyle müşterilerine hizmet vermektedir.

Aradığınız mobilyayı bulamıyor musunuz? O zaman Mamagreen Custom Design tam size göre. Yapım başlangıcından montajına kadar uzman bir ekiple işi yürüten Mamagreen müşterilerinin özel istek ve gereksinimleri doğrultusunda ürünlerini tekrar dizayn etmekte ve onlara istedikleri mobilyalara kavuşma imkanı sağlayabilmektedir.

 

dfot

 

1945 yılından bu yana, Brown Jordan bir endüstriye dönüşen  ikonik rahat mobilyalar tasarlamıştır. Robert Brown ve Hubert Ürdün tarafından California’da kurulan Brown Jordan, dış mekan kullanımı için mobilya üreten ilk firmadır.

İlk tasarımları boru şeklinde alüminyum ve vinil dantel yapılmıştı ve bu tasarımlara “Leisure” adı verilmişti ve bu tasarımla dış mekan mobilyanın doğuşu gerçekleşmiş oldu.

Seçkin bir marka olarak tanınan, Brown Jordan şık ve ödüllü tasarımlar üretmesiyle bilinmektedir. 68 yıldan daha uzun süredir yenilik ve tasarım alanında sektörün lideri olarak saygınlığını her geçen gün arttırmaktadır.

The Brown Jordan portföyünde bir dizi stil ve malzemeler içerisinde 30’un üzerinde koleksiyon bulundurmaktadır.

Brown Jordan, satış temsilcileri, şirket showroomları, özel bayi ve ulusal perakende mağazaları aracılığıyla dünya üzerindeki tüketicilerine ve işletmelere hizmet vermektedir, ayrıca konutlara, otellere ve kurumsal müşterilerine iç ve dış rahat mobilyalar sağlamaktadır.

 

dfot

 

ASLAN BURCU

Günlük hayatımızda ufak ya da önemli kararlarımızı alırken kadim bir öğreti olan astrolojiden sıkça yararlanıyor ya da iç dünyanızı yansıtmadığı düşündüğünüz için inanmıyor olabilirsiniz. Astroloji yüzyıllardır “Gökte ne varsa yerde o vardır” dan yola çıkarak gezegen ve yıldızların ışığında insanlara yol göstermiştir. Gökyüzünde her an yeni bir an’dır. Bu gök kubbe altında doğan her birey ise bir diğerinden farklıdır.

 

Yıldızların, gezegenlerin, yani gökyüzünün aynı an’a geri dönerek aynı noktalarda bulunması mümkün olmadığından; her bireyin doğduğu an yeni bir an ve doğum haritası “kişisel” bir haritadır. Bu harita adeta bireyin barkodu gibidir. Aynısından bir tane daha olmadığı için aynı burcu paylaştığınız kişilerle az ya da çok benzer özellikleriniz olsa da aynı değilsinizdir. Ancak yüzyıllardır insanoğlunun incelemeleri sonucu ortaya koyduğu, burçların hayatımıza etki eden, benzer özellikleri mevcuttur.

 

Yaşam tarzımızı, kendimizi ifade ediş, kendimizi ortaya koyma şeklimizi genel olarak Güneş Burcu belirler. Burcumuz olarak bildiğimiz aslında Güneş Burcudur. Güneş bizi en çok etkileyen gezegen olduğu için hayatımızdaki rolü de büyüktür.

Aslan burcu ise Güneş tarafından yönetilen Zodyak’ın 5. burcudur. Aslan burcu insanı Ateş’in Sabit halindedir. Yani yaşam enerjisi, kendini gösterme en üst seviyededir. Aslan Burcu insanı hayatını sahnede gibi yaşama ya da sosyal çevresine kendini ispat etme durumundan kendini alıkoyamaz. İlginin merkezi olmak arzusu ağır basar çünkü onlar güneşin enerjisini içinde tutar. Doğal liderlik yeteneği ile etrafındakileri etkilemeyi de başarabilecektir.

Güneşin tüm sıcaklığını içinde barındıran Aslan Burçları hayattan zevk almayı ve eğlenmeyi çok iyi bilirler. Neşesi her daim kulaklarınızda çınlayacak türden bir kahkaha ile tamamlanır. Bütün bu özellikleri ile Aslan Burçları, Yükselen Aslan burçları, doğum haritalarında Güneş’in kuvvetli olduğu kişiler ya da kuvvetli bir 5. Ev sahibi kişiler için evlerinin en önemli mekanı salonları, oturma odaları ya da misafir ağırladıkları tüm mekanlardır. Yani bir veranda, bar, havuz başı da önemli bir mekan olabilir.

Aslan Burcu ve Mekan Tasarımı:

 

Astrolojik göstergelerin evinizde uygulanması sizi “kendiniz gibi ve evinizde” hissettirecektir. Yaşam tarzı olarak Güneş’in liderliğinde bir Aslan Burcu olarak yaşıyorsanız evinizde de onun ihtişamı, karizması ve büyüklüğünü ortaya koyacak bir tasarım kendinizi iyi hissetmenizi sağlayacaktır. Sıcak renkler, özellikle sarıdan kırmızıya giden tonların kullanımı çok önemlidir. Küçük de olsa altın dokunuşlar, ışığı yansıtan objeler evinizde kişiliğinizi yansıtmanızı sağlar.

 

Mobilyaların ünlü bir mimarın ya da tasarımcının çizimi olması size keyif verebilir. Ancak ünlü bir otelde ya da beğendiğiniz bir ünlünün evinde gördüğünüz mobilyaları yaptırmanız da aynı etkiyi yaratacaktır. Büyük ve ihtişamlı olması en önemli noktadır.

Evinizin salonunda bir şömine yine rahatlamak ve huzur bulmak için önemli olabilir. Zira tüm yıl boyunca Güneş alan kış bahçeleri ya da aydınlık bir salon da aynı etkiyi yaratacaktır.

 

Aslan Burcu Çocuklarının Odaları Nasıl Tasarlanmalı?

 

Doğumdan itibaren çocuklarımızın kendini daha huzurlu hissettiği mekanları ebeveynler olarak hissederiz. Bazı yerlerde sakin ve neşeliyken bazı yerlerde gergin olabilirler. Hatırlamamız gereken en önemli nokta bir ortamın enerjisini içindeki insanlar ve dekorasyonu oluşturur. Çocuğunuzun en çok zaman geçirdiği odası, oyun odası ya da oturma odası gibi yaşam alanlarına ne gibi değişiklikler yaparsam kendini daha huzurlu hisseder bir bakalım:

Aslan burcu çocukları doğdukları andan itibaren sıcak, sevgi dolu ve kuvvetlidirler. Varlıklarını belli ederek ortamda ilgi odağı olurlar. Görselliğe hitap eden oyuncaklardan keyif alır. Sesli, çok sesli, renkli, çok renkli oyuncaklar ve öğelerle odasını süsleyebilirsiniz. Sarının tonlarını unutmamalısınız. Sınırları sevmediği için yeni yürümeye başladığı zamanlarda evinizi ona minimumda “hayır” diyecek şekilde güvenli hale getirmelisiniz. Sosyalleşme çağına geldiğinde ise arkadaşlarını odasına davet edebileceği büyüklükte bir odası olması onu mutlu edecektir.

Aslan Burcu Özellikleri:

 

NİTELİK: Sabit

 

ELEMENT: Ateş

 

YÖNETİCİ GEZEGEN: Güneş

 

MADENİ: Altın

 

DEĞERLİ TAŞI: Pırlanta, Elmas, Yakut, Sarı Safir

 

RENKLER: Altın Sarısı, Sarı, Turuncu, Kırmızı