Editörden
Bağdat’ın Diyarlığı Tartışılabilir Ama Ana Gibi Yar Olmaz…
Kesin bilgidir, paylaşalım.
Bir kadın olarak, öyle doğuştan sahip olduğumuz fiziksel özelliklerden ötürü sürekli, takdir edilip, minnet duyulmamız gerektiğini savunan biri değilim. Öncelikle bu konuda netleşelim. Ama annelik, üstüne üstlük bir de iyi annelik, insanın üzerine alacağı en zorlu görev.
Sırf doğurarak da iyi bir anne olunamıyor ne yazık ki. Bunun yüzlerce örneğini vermek mümkün. Anne olmanın sürekli yetersizlik hissi, bitmek tükenmek bilmeyen bir fedakarlık, acınası bir sadakat, adeta gönüllü bir kölelik olduğunu düşünürüm çoğu zaman. Peki kim iyi anne diye de sormayın. İyi anne tanımının da altını dolduracak bilgeliğe erişemedim henüz hayatta. Tek bildiğim “iyi” bir anneniz varsa asla sırtınızın yere gelmeyeceği, karanlıkta asla kaybolmayacağınız, kendinizi asla başarısız ve sıradan hissetmeyeceğiniz. İyi bir anne yaşı ne olursa olsun, çocuğunun sırtına takılmış ipekten kanatlardır diye düşünüyorum. Dünya sizi değersiz olduğunuza inandırmak için elbirliği yapsa da, kara bulutlar peşinizi bırakmasa da fark etmez. O kanatlar sizi yükseltiverir en güvenli bölgeye.
Ben ileri gidip iyi babalığı bile iyi anneliğe bağlıyorum üstelik. “İyi bir annesi” olan erkek çocukları ve/veya iyi bir anneyle evli erkekler sadece iyi baba olabilirler diye bir tezim var. Amacım erkekleri edilgen kılmak da değil, daha derin ve içsel bir şey vurgulamak istiyorum. Neyse belki bu konuya da babalar gününde gireriz.
Sevgiyle kalın.
Evrim Yenier