Markalar

markalar-mart-2016

Markalar

Bâb-ı Zen Deli İşler Stüdyosu

TASARIM STÜDYOSU

Hatice Oral

1978 Gaziantep doğumludur. Hacettepe Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi Heykel Bölümü’nde yükseköğrenimini tamamladıktan sonra toplamda 13 yıl dizi sektörü & sahne sanatlarında asistan ve akabinde sanat yönetmeni olarak çalışmıştır. Sonrasında 3 yıl kadar etkinlik sektöründe bulunmuştur.

 

Selen Özdemir

1983 İzmir doğumludur. Başkent Üniversitesi İktisat Fakültesi İşletme Bölümü’nde yükseköğrenimini tamamladıktan sonra 7 yıl kadar kurumsal firmaların pazarlama bölümlerinde çalışmıştır. Sonrasında da 1 yıla yakın etkinlik sektöründe yer almıştır.

Bâb-ı Zen Nedir?

Osmanlıca’da “kapı” anlamındaki “Bâb” ile Farsça’da “kadın” ve Budizm’de “aydınlanma” ve “öze dönme” anlamlarındaki “Zen” birleşerek “Bâb-ı Zen”i oluşturmuştur.

 

Neden Deli İşler Stüdyosu?

Burası aslında bir tasarım stüdyosu. Kurucuları Hatice Oral ve Selen Özdemir konuyu şöyle özetliyor: “Her ikimiz de bilgi birikimlerimizi kendi işimizde kullanmak amacıyla almış olduğumuz eğitimi, edinmiş olduğumuz tecrübe ile beraber uygulayabileceğimiz bir çatı oluşturmaya karar verdik ve Bâb-ı Zen’i hayata geçirdik.” Yaptıkları projelerin birçoğunda emek ve sabır kendisini fazlasıyla ön plana çıkarıyor. Bugüne kadar, gerçekleştirdikleri projelerin tesliminde iletişimde bulundukları herkesten ortak bir yorum ve soru gelmiş“Bu tam bir deli işi!”, “Siz deli misiniz?” “Baktık ki devam eden süreçte de kendimizi en güzel bu şekilde anlatabiliyoruz; parantez içinde Tasarım Stüdyosu’nu tutarak Deli İşler Stüdyosu’na hoş geldin dedik” şeklinde ifade ediyorlar, bu konudaki karar süreçlerini.

 

Ekip İşi

Ekipleri proje içeriğine göre dahil olan, geleneksel ve modern sanat eğitimi almış birçok sanatçıdan oluşmakta. Bab-ı Zen olarak, her zaman için sanatsal bakış açısı, sabır ve yaratıcılığı ön planda tutuyorlar. Bir yandan da etkinlik ve organizasyon işleyişlerinde tecrübeli ve oradaki dinamiğe, adaba ve ilişkilere hakim bir ekip olduklarının altını çiziyorlar. Bu iki durumu dengede götürebilmek başarılı bir ekip olmalarının da gerçek sırrı bizce.

Projeler

Bâb-ı Zen fikir ve tasarım aşamalarında her zaman önceliği sanatsal bakış açısına vermektedir. Bu konuda oldukça net ve kararlılar. Bu şekilde ancak, yurtdışında da takdir gören ve görebilecek işleri, içinde bulundukları sektöre taşıyarak hayata geçirebileceklerine inanıyorlar. “Sektördeki tecrübelerimize ve gözlemlemiş olduğumuz ihtiyaçlara dayanarak, tam da ‘Bu işi kim yapar?’, ‘Bu işin altından kim kalkar?’, ‘Kim vakit ayırır’ gibi sorulara cevap niteliğinde bir oluşuma adım attık.” şeklinde dile getiriyor projelere bakış açılarını.Günümüzde, görselliğin etkin olduğu, konsept ve özel uygulamaların tercih edildiği, sanatsal beğeniye sunulan çok geniş bir yelpaze var. Buna örnek olarak; kurumsal etkinlikler, festivaller, iç/dış mekan uygulamaları, sahne dekoru, saha tanıtımları, ürün lansmanları, sokak giydirmeleri, klip, sinema-tv, reklam setleri, vitrin uygulamaları gibi alanlardan bahsedebiliriz. Buna bağlı olarak pazarı tek bir sektör üzerinden değil de görsel sunum ihtiyacı olan birçok farklı sektör üzerinden düşünebiliriz. Örneğin bir kafeye otururken bile mekanın ambiyansına, verdiği sıcaklık hissiyatına, konseptine ve dekoruna bakarak seçiyoruz. Günlük hayatımızda bunlara ihtiyaç duymamızın sebebi ile sektörün ihtiyaç duymasının sebepleri aslında oldukça paralel.  Sonuçta her biri hemen hemen aynı tekil kişilere farklı yollardan temas ediyor. Bir kafeye otururken yaptığımız seçimleri bir festival alanında, uğradığımız bir mağazada ya da bir lansmanda da görmeyi tercih ediyoruz. Bu şekilde daha dokunur, daha kalıcı, bağ kuran ve özel hissettiren bir iletişim sağlamış oluyoruz. Bâb-ı Zen; bahsi geçen tüm sektörler için, sanatsal bakış açısı sunan, alışılagelmiş endüstriyel üretimlerden uzak, etkinlik ve organizasyonların dinamiğine ve adabına hakim, markaların farklı içerik arayışlarına cevap verebilen, üretimin büyük bir bölümünü kendi bünyesinde gerçekleştiren, standardın dışında fikirler sunan bir çatı olarak tüm bu unsurları bünyesinde barındırmakta. Bu yüzden yollarının çok açık olduğunu düşünüyoruz biz ekip olarak. Siz ne dersiniz?

İnovasyon

EVRİM

RENK

2014 Salone del Mobile’de sunulan koleksiyonlarının üç temel çıkış noktası inovasyon, evrim ve renk. Emu uzun yıllara dayanan bir geleneğe ve de teknik bilgiye sahip köklü bir şirket olmuş. Kaliteyi elegansla birleştiren ve her türlü yaşam tarzına uygun olabilmesi için farklı materyallerin birlikte kullanımıyla çözüm üreten, stil evrimini çoktan başlatmış ve geliştirmekte olan köklü bir marka. Emu 1951’de İtalya’nın Umbria bölgesinde kurulmuş.

Metal işçiliğinde çok fazla deneyim ve yeteneğin sonucunda geldikleri nokta tesadüf değil. Teknolojiye yaptıkları bilnçli yatırımlar sayesinde 80’ler ve 90’larda bahçe mobilyaları sektöründe pazar lideri olmuşlar. O günden beri outdoor mobilya konusunda dünyada hatırı sayılır bir yere sahipler.

70.000m2’lik alanda 150 çalışanla Marsciano’daki fabrikada üretiliyor tüm mobilyalar. Kalitesi “Made In Italy” olması ile teknolojik araştırma, farklı materyal ve prodüksiyon teknikleri üzerine yaptıkları çalışmalarıyla garantileniyor. Kendilerini metal işinde sürekli gelişmeye adamışlar. Bu sayede çok geniş bir pazarda kullanıcıya ulaşıyorlar.

Ürünleri arasında sandalye, masa, koltuk, dinlenme köşeleri, oturma odası ve aksesuarlar bulunuyor. Alüminyum, metal, tik, hasır ve daha birçok malzeme kullanılıyorlar. Böylece her bütçeye ve zevke uygun zenginlikte ürün çeşitliliği ortaya çıkarıyorlar. İstanbul’daki Le Meridien dahil dünyadan sayısız otelde Emu koleksiyonları teras ve açık alanlarda kullanılmış. Avrupa’dan yaklaşık 1.000 nokta perakende satışını gerçekleştiriyor. Yeni koleksiyonlarda ünlü tasarımcılar, Carlo Colombo, Paolo Navone, Patricia Uquiola, Christophe Pillet, Jean Nouvel, Arik Levy gibi isimlerin katkısı olmuş.

Tasarımın KALBİ

Tasarım her zaman Ercol’un kalbi olmuştur, konfor için tasarım, fonksiyon için tasarım, güzellik ve estetik için tasarım…

İngiltere’nin en yetenekli tasarımcılarından oluşan iç mekan tasarımcı ekibi benzersiz Ercol ürünlerini tasarlıyorlar. Tasarımlar gündelik yaşamınızdan esinlenilerek, usta ellerde şekilleniyor. Zarafet ve estetiği öncelik alan marka yarattığı ürünlerin konforlu olmasına  da aynı oranda dikkat ediyor.

Görünümün yanı sıra fonksiyonellikte de en iyiyi üreten Ercol, geniş büfeleri, yatak odası takımları, elektronik ürünler için hazırladığı özel masalar ve alan aksesuarları, esnek yemek masaları gibi birçok ürünü müşterilerine sunuyor.

Kumaş seçeneklerinde de her zevke hitap edecek oldukça genis bir renk skalası kullanıyorlar. Göze hitap ettiği kadar ürünlerin dayanıklılığı da marka için en önemli prensipler arasında yer alıyor. Bunun için en sağlam malzemeleri kulanmaya gayret ediyorlar.

Ercol mobilyalarında külden karaağaca kadar değişen ahşap renk seçenekleriyle, tamamen kişiye özel tasarlanan yüzlerce farklı kumaş kullanabilirsiniz. Ayrıca koruyucu özel cilası ile, meşe ağacı, vitrinlerde en çok tercih edilen ahşap seçeneklerinden.

YAŞANABİLİR Tasarımlar

 

Neil Rasmus tarafından kurulan İzola markası yaklaşık 10 yıl önce açılmış. İlk başlarda sadece kamp severlere özel ürünler tasarlayan bu marka, şimdi farklı kategorilerde pek çok ürün tasarlamaya, üretmeye başlamış. Yakın zamanda ev dekorasyonuna da yönelmeye başlamışlar.

Eski dünya ideallerinden esinlenerek oluşturduğu bu markada herkesin beğenebileceği tarzda pek çok ürün bulunuyor. Özellikle doğada kamp yapmayı seven insanlar için burada kullanışlı, fonksiyonel tasarımlar var.

İhtiyacınız olacak her şeyi burada bulmanız mümkün. İzola markasının ürünlerinin fonksiyonel ve küçük olması da kamp yapmaya, seyahate çıkacak olan insanlara büyük bir kolaylık sağlıyor.

Yakın zamanda bayanlar için de aksesuar, çanta gibi ürünler tasarlamaya başlayan İzola markası dünya çapında saygı kazanan bir marka olmayı başarmış. Türkiye distribütörü olan Istanbul Fashion Company’de bu markanın ürünlerini bulma şansınız bulunuyor. İster online alışveriş ile ister Caddebostan’daki yerlerine giderek alışveriş yapmanız mümkün.

YARATICILIĞI İLKE EDİNEN MARKA

Menu bir Danimarka markası. Tasarımın fark edilir olmasına dikkat ediyorlar. Son 15 yıldır dünyamızın olağanüstü düzeyde değiştiğini, markaların, işletmelerin ve tüketicilerin ekonomik krizden bu yana kendilerini bu yeni, bireysel değerlendirmeye açık, yeniden tanımlanan sisteme uyulmamaya çalıştıklarına değiniyorlar.

Tüm bunlara ek olarak Menu’nun aradığı diğer önemli kriter de tabi ki yaratıcılık. Krize rağmen bu güçlü markayı yarattıkları için farklı adımlar atmaya da cesaretleri var. Menu’da çok fazla değişiklik yapmışlar ve daha da önlerinde uzun bir yol olduğunu söylüyorlar. Yaptıkları işin tüm alanlarında, ofislerinde, tasarımlarında, malzeme ve üretim metotlarında her zaman değişiklik yaratıyorlar.

Kreatif Direktörleri Bjarne Hansen yeni ürünler yaratarak tüketicileri şaşırtmayı sevdiklerini dile getiriyor. Sadece estetik açıdan memnun edici değil, aynı zamanda günlük hayattaki rutinleri tasarımın iyileştirmesi ve geliştirmesi gerekiyor. Tasarım ekipleri tüm dünyada gelişen ülkelerde işbirlikleri oluşturmaya çalışıyor.

Böylece fikir paylaşımlarından doğarak yeni üretimlerin adımını atmış oluyorlar. Yerel fabrikalar veya küçük ortaklaşmalarla, iyi ve yüksek kalitede ürünleri, kendi ekonomilerine göre tüketiciye ulaştırmayı hedefliyorlar. Son bir yılda özellikle akıllı çözümlere ve fonksiyonelliğe odaklanmışlar.

Menu’ye özgü İskandinav sadeliğini ve tasarımların zamansız estetiğini de koruyarak ilerliyorlar. Bir farklılık yaratmak için gereken güçlü duygular sayesinde de var olan başarılarını pekiştirmeye devam ediyorlar.

Kalite

ve

Güvenirlik

MODO Aydınlatma firması 2005 yılında İthalat ve İhracat amacıyla kurulan bir aile şirketidir.Temel prensip olarak kalite, güvenilirlik ve dürüstlüğü kendine ilke edinmiş. Firma; kaliteli ve uluslararası garanti belgelerine sahip aydınlatma ürünlerini Avrupa`dan ithal edip, Türkiye pazarında seçkin firmaların önemli projelerine ve müşterilerinin hizmetine sunmaktadır.

Şu anda mevcut markaları arasında SWAROVSKI, SCHONBEK, FOSCARINI, VISTOSI, ARTEMIDE, LUCENTE, AXOLIGHT, EGOLUCE, MICRON, ALBANI, MASIERO, SYLCOM, PLATEK, KOLARZ, POSSONI, MIZAR, EUROLUCE, WIRED, MINDLED, NORDLIGHT, MASCA, SFORZIN aydınlatma ile BERKER, FONTINI, BTICINO anahtar-priz bulunmaktadır.

Modo Aydinlatma 35 yıllık tecrübesiyle klasik ve modern aydınlatmada murano camlı avizeler ile iç mekanlarda tam bir koleksiyon sunuyor. İtalyan tasarımı her bir aplik, avize, lambader, abajur, sarkıt ve masa lambası doğru ışık seçiminde size farklı çözümler sağlar.

Hedefleri ise; daha birçok seçkin markayı müşterilerinin hizmetine taşıyarak ulusal ve uluslararası pazarda bilinen, yenilikçi marka olmaktır.

Doğal Ürünler

Ezgi Köroğlu, İstanbul Bilgi Üniversitesi işletme bölümünden mezun olduktan sonra, IED Milano’da Fashion Design&Textile masterı yaptı. Kendisini globetrotter designer olarak tanımlayan tasarımcı, kendi markası olan ODUN design’ı yaratmış. Üretimini İstanbul’da ki atölyesinde yapan Ezgi Köroğlu, Milano’da yaşıyor.

Tasarımlarını yaratma süreci boyunca sürekli seyahat halinde olup, gerçekleştirme sürecini İstanbul’da tamamlayarak, tekrar seyir haline devam ettiği için, kendisine “globetrotter designer” demeyi tercih ediyor.

Tamamen doğal malzemelerden elde edilen, hiçbir kimyasal madde kullanılmadan üretilen el yapımı özgün tasarımlardır.

Zeytin ağacının gövdesinden elde edilen fincanlar, tabaklar ve mumluklar, tek tek elle yontulup saf zeytinyağında bekletiliyor. Tercihe göre ham halleriyle de sunuluyorlar. Bakır kulplar, ham, eskitilmiş ve kalaylanmış olarak, elle şekillendirilip hazırlanıyor. Tabak için hazırlanmış çini ise, el boyamasıdır.

Üretim boyunca hiçbir kimyasal madde kullanılmıyor. Bakır kulplar kahve fincanına yapıştırılmadan sertçe fincanın gövdesine itilerek tutturuluyor. Ağaç her daim yaşayan bir ham maddedir. Genleşip, daralma ihtimallerinden ve de doğal kalmasına özen gösterildiğinden dolayı, kulplar fincana yapıştırılmıyor.