Mimarhane | Şiirsel Mimari Ustası: Santiago Calatrava
Uluslararası üne ve ödüllere sahip mimar, inşaat mühendisi, heykeltraş ve ressam olan Santiago Calatrava, İspanya, Valencia Benimámet’te 28 Temmuz 1951 yılında dünyaya gelmiştir. Valencia Sanat Okulu ve Valencia Mimarlıkta eğitim almıştır. 1975 yılında mezun olduktan sonra İsviçre’nin Zürih kentinde yer alan İsviçre Federal Teknoloji Enstitüsü’ne inşaat mühendisliği üzerine doktora çalışmasına başlamıştır. 1981 yılında “On the Foldability of Space Frames” adlı doktora tezini verdikten sonra mimarlık ve mühendislik alanında projelerine başlamıştır.
Santiago Calatrava, yirminci yüzyıl mimarisi üzerinde büyük etki bırakmış az sayıdaki tasarımcının başında gelmektedir. Yaratıcılığını en üst seviyede kullanıldığı tasarımlarında, en son mühendislik teknikleri ve yüksek çizgilerdeki bir sanat anlayışı adeta kaynaşmaktadır. Bu nedenle 55 yaşındaki mimarın eserleri, yapılara bakan kullanıcı veya ziyaretçilerin doğrudan duygularına hitap etmektedir. Calatrava ise çalışmalarında karmaşık formların mimaride nasıl kullanılabileceği sorusuna cevap aradığını söyleyerek, “Mimari ve tasarımın sosyal bir karakteri vardır. Bu karakter topluma hizmet etmektir” diye açıklamaktadır. Bu tür eserlerin tamamlanmasıyla birlikte yapıları kullanacak olan insanlarda büyük bir mutluluk, büyük bir heyecan gördüğünü belirten Calatrava, oluşan fenomeni şöyle açıklamaktadır: “Yaptığım eserlerin çoğu halka hizmet eden tasarımlardır. Ancak bu eserleri kullanacak olan insanlarda ortaya çıkan mutluluk yalnızca yeni bir bina veya yapıyı kullanacak olmaktan kaynaklanmıyor. İnsanları asıl etkileyen, birilerinin bu yapıları tasarlarken onlara farklı bir şey vermek için çalıştığını fark etmeleri oluyor. Yani insanlar yalnızca ekmek istemez. İnsanlar aynı zamanda o ekmeğin kendilerine sevgiyle verilmesini de ister. Kimi zaman sunuş şekli asıl üründen çok daha önemli olabilir. Mimari de böyle bir şey…”
Dünyanın önde gelen mimarlarından birisi olup Zürih, Paris ve Valencia’da ofisleri bulunan Calatrava’nın ilk dönem tasarımları daha çok köprü ve tren istasyonları olmuştur. Bu projeleri ile inşaat mühendisliği projelerine dünya çapındaki prestijini artırmıştır.1992 Olimpiyat Oyunları’nın gerçekleştiği İspanya’nın Barcelona şehrinde yer alan Montjuic Radyo Kulesi (1991) kariyerinde bir dönüm noktası olmuştur. Bu eserin getirdiği ün ile birçok farklı ülkede ve de farklı sektörlerdeki büyük projeler dalında çalışma fırsatı elde etmiştir.
Calatrava yaptığı eserlerin, görünüş bakımından insan yapımı hiçbir binaya benzememesine rağmen yine de kullanıcılarda bir yabancılaşmaya neden olmaması projelerinin püf noktasıdır. İspanyol mimar, eserlerinde çıkış noktası olarak doğada bulunan formları kullandığına dikkat çekerek, “İnsanlar bu formları hayatlarının bir aşamasında mutlaka gördükleri için bu çizgileri zaten tanıyorlar. Bu nedenle doğal çizgilere sahip hiçbir tasarım insanlara yabancı gelmiyor” demektedir.
Calatrava’yı meslektaşlarından ayıran diğer bir özellik ise İspanyol mimarın teknik vasıflarının yanı sıra sanatçı kimliğinin de olmasıdır. Hem ressam hem de heykeltıraş olan Calatrava, sanatın da kendisine verdiği tüm yetenekleri mimari alana yansıtmıştır. ABD’nin Milwaukee kentinde bulunan sanat müzesi, Calatrava’nın tüm kariyer özelliklerinin adeta dışa vuruşunu temsil etmektedir. Her açıdan farklı bir görünüme sahip olan bina başlı başına devasa bir sanat eserini andırmaktadır. Milwaukee Sanat Müzesi’nin bir parçası olan Quadracci Pavilyonu (2001) Calatrava’nın ABD’deki ilk projesidir. İsveç’in Malmö kentinde yer alan Turning Torso (2005) adlı 54 katlı dönen gökdelen ile Calatrava’nın tasarladığı ilk yüksek katlı kule olmuştur.
Calatrava’nın devam eden çalışmaları arasında New York City’deki yeniden inşa edilmeye başlanan Dünya Ticaret Merkezi projesinin hemen yanında yer alan Dünya Ticaret Merkezi Ulaşım Merkezi de vardır.
Calatrava’nın mimari tarzı inşaat mühendisliği ile mimarlık arasında köprü olarak nitelendirilmektedir. Bu bağlamda Modernist İspanyol mimarlar olan Félix Candela ve Antoni Gaudí’nin izinden devam etmektedir. Ayrıca tasarım tarzı son derece kişisel gözlemlere dayalı olup birçok formu insan anatomisinden ve doğadan esinlenmektedir.
ABD’de tasarladığı yapılardan bir başkası da Şikago’da yer alan Şikago Spire gökdelenidir. İrlandalı yatırımcı Garrett Kelleher’in 2006 yılının Temmuz ayında araziyi satın almasıyla ve de Şikagolu yatırımcı Christopher Carley’in finanse etmesiyle projenin inşaatına 2007 yılının Ağustos’unda başlanmıştır. 2011 yılında tamamlanan beklenen gökdelen 2000 feet yüksekliği ile Kuzey Amerika’nın en yüksek gökdeleni olacaktır.
Calatrava, Teksas’ın Dallas şehrinde yer alan Trinity Nehri üzerinde inşa edilmesi planlanan köprüyü de tasarlamıştır. Proje için bağışta bulunan Margaret Hunt Hill’in isminin verildiği köprünün inşaatı, projenin çok masraflı olması ve çokça eleştirilere kalması nedeniyle gecikmiştir. Eğer bu proje tamamlanırsa, Dallas şehri tıpkı Hollanda’nın Haarlemmermeer bölgesi gibi üç adet Calatrava köprüsüne sahip olacaktır.
Mimarlık ile mühendislik arasındaki sınırları hareketli mimarisiyle ortadan kaldıran Calatrava Kanada’nın Alberta eyaletinde yer alan Calgary kentinde 130 metre uzunluğunda Barış Köprüsü’nün tasarımını gerçekleştirmiştir.
Projeleri
- 1983-1984, Jakem Çelik Deposu, Munchwilen, İsviçre
- 1983-1985, Ernsting Deposu, Coesfeld, Almanya
- 1983-1988, Wohlen Lisesi, Wohlen, İsviçre
- 1983-1990, Stadelhofen Tren İstasyonu, Zürih, İsviçre
- 1983-1989, Lucerne Tren İstasyonu, Lucerne, İsviçre
- 1984-1987, Bac de Roda Köprüsü, Barcelona, İspanya
- 1984-1988, Barenmatte Community Center, Suhr, İsviçre
- 1986-1987, Tabourettli Tiyatrosu, Basel, İsviçre
- 1987-1992, BCE, Toronto, Kanada
- 1989-1994, TGV İstasyonu, Lyon, Fransa
- 1992, Puente del Alamillo, Seville, İspanya
- 1992, Puente de Lusitania, Mérida, İspanya
- 1992, Montjuic Radyo Kulesi, Barcelona, İspanya
- 1992 Dünya Fuarı, Kuveyt Pavyonu, Seville, İspanya
- 1994-1997, Campo Volantin Yaya Köprüsü, Bilbao, İspanya
- 1994 Oberbaumbrücke, Berlin, Almanya
- 1995 Trinity Köprüsü, Salford, İngiltere
- 1996-2009, Ciutat de les Arts i les Ciències, Valencia, İspanya
- 1996 Centro Internacional de Ferias y Congresos de Tenerife, Tenerife, Kanarya Adaları
- 1998 Estação do Oriente, Lizbon, Portekiz
- 2000 Bilbao Havaalanı Yeni Terminali, Bilbao, İspanya
- 2001 Milwaukee Sanat Müzesi, Milwaukee, Wisconsin
- 2001 Puente de la Mujer, Buenos Aires, Arjantin
- 2003 James Joyce Köprüsü, Dublin, İrlanda
- 2003 Auditorio de Tenerife, Santa Cruz de Tenerife, İspanya
- 2004 Atina Olimpiyat Spor Tesisleri, Atina, Yunanistan
- 2004 Sundial Köprüsü, Redding, Kaliforniya
- 2004 Harp, Cittern ve Lute Köprüleri, Haarlemmermeer, Hollanda
- 2004 Zürih Üniversitesi Kütüphanesi, Zürih, İsviçre
- 2005 Ovnat Köprüsü, Petah Tikva, İsrail
- 2005 Turning Torso, Malmö, İsveç
- 2007 A1 Otoyolu ile TAV Demiryolu üzerindeki 3 köprü, Reggio Emilia, İtalya
- 2008 Chords Köprüsü, Kudüs, İsrail
- 2008 Ponte della Costituzione Köprüsü, Venedik, İtalya
- 2009 Liège-Guillemins TGV Demiryolu İstasyonu, Liège, Belçika
- 2009 Samuel Beckett Köprüsü, Dublin, İrlanda
Alamillo Köprüsü , Sevilla İspanya / 1992
Calatrava’ya göre köprüler bir ihtiyaç sonucu oluşmaktadır. Ancak köprüyü köprü yapan onun kimliğidir. Calatrava, köprülerin yalnızca tasarımcısının hayallerine değil, kullanıcıların ihtiyacına da uygun olması gerektiğini belirtmektedir.
Tenerife Alan Martin Oditoryumu Kanarya Adaları , İspanya / 2003
Eserlerinde doğada bulunan objelerden faydalandığını söyleyen Calatrava, bu nedenle imzasını taşıyan yapıların insanlara itici gelmediğini belirtmektedir.
Milwaukee Sanat Müzesi ABD / 2001
Amacının insanlara binaların nasıl yapılması gerektiğini öğretmek olmadığını söyleyen Calatrava, “Hedefim neyin mümkün olduğunu göstermek” diye hislerini dile getirmektedir.
TGV İstasyonu, Lyon, Fransa / 1994