Hoş Geldin Bahar!
Baharın gelişiyle birlikte hepimizde bir heyecan, kendimizi bahçeye, yeşile, açık havaya atma telaşı…Tanıdığım herkesin mutlaka bir bahçe hayali var. Sanırım bu doğaya karışma durumu herkeste mevcut. Kimimiz rengarenk çiçeklerle dolu yemyeşil bir bahçe hayal ederken, kimimiz de havuzlu, su ve kuş sesleriye dolu bir bahçe hayal etmekte. Bahara girdiğimiz bu ay bahçesi olanların bakım telaşı başlamıştır eminim. Ağaçların budanması, yeni fidanların ekilmesi, toprağın havalandırılması, gübrelenmesi…Yapacak ne çok iş var değil mi? En güzeli ne biliyor musunuz? Toprak ve çimen kokusu…Doğa bize öyle güzellikler vermiş ki, bu rengarenk dünyada elbette bizler de kendimize küçük bile olsa bir bahçe yaratma özlemi içindeyiz.
Peki, bahçe düzenlerken çeşitli bahçe fikirlerinin içinden hangisini seçmeliyiz derseniz? Elbetteki herkesin kendi karakterine, zamanına uygun olan bahçe düzenlemesini seçmesi mümkün. Sade bahçeleri seviyor ve bitkilere ayıracak fazla zamanınız yoksa, şimdi bahsedeceğim zen bahçesi sizin için ideal olabilir. Veya tüm bahçenizi zen bahçesi yapmak yerine, bahçenizin bir köşesini zen bahçesi olarak da tasarlayabilirsiniz. Bu bahçeler, Japon bahçe tarihindeki en tanınan bahçelerden biridir. Zen bahçesinin ilk tasvirleri 1935 yılında Loraine Kuck’un “100 Kyoto bahçesi” kitabına dayanmaktadır. Zen bahçesi ilk önce Japon kültüründe, sonrasında ise insana huzur veren tasarımları ve kendine özgü ilkeleriyle tüm dünyada yaygınlaşıyor. Kuru peyzaj diye de bilinen Zen bahçeleri; kum, çakıl, bazen çim veya doğal unsurlar taşıyan ve sadeliğin hakim olduğu sığ kum bahçeleridir. Bu bahçenin esas öğeleri, dağ ve adaları simgeleyen taşlar, kayalar ile akan suyu anımsatan kumdur. Zen inanışına göre adalar, uzun bir ömrü ve sıhhati yansıtan öğelerdir. Japon adalarını kayalar sembolize eder, okyanusu ise çakıllar. Her kayanın, yapısına ve rengine bağlı olarak farklı bir anlamı vardır. Adaları, dağları hatta hayvanları bile temsil ederler. Bu kayaların etrafı, beyaz bir kum tabakası ile çevrilir. Kum yüzeyi üzerinde ise özel bir tırmıkla çeşitli desenler uygulanır. Tırmıkla şekil verilen çakıllarveya kum suyu, çakılların üzerinde yosunlarıyla yer alan taşlar ise adaları temsil eder. Zen bahçesinin uygulaması, yapacağınız alanın büyüklüğüne göre en fazla dört gün sürüyor. İşe öncelikle proje oluşturarak başlanıyor. Malzemeler ve plan üzerindeki yerleşimleri, şekilleri, büyüklükleri belirleniyor.
Zen bahçesinde kullanılan bitki türlerinin çoğu ise, uzun süre bozulmadan kullanılabiliyor. Eğer çim kullanmazsanız bahçeniz hiç bakım gerektirmez. Zen bahçelerinin bakımı çok kolaydır. Ancak sadeliği sembolize etmesi için yapılacak tasarım çok önemlidir. Önceliği görselliğin alması sebebiyle daha dekoratif bitkiler kullanılır. Şimşir, Japon Akçaağacı ve Japon ayvası bahçe için uygundur. Çünkü bu bitkiler yaz-kış yaprak dökmedikleri için her mevsim bahçenizin yeşil kalmasını sağlar. Burada dikkat edilecek husus, bahçenizin güneş gördüğü yerler, toprağın yapısı gibi özelliklerini değerlendirerek bitki türlerine karar verilmesidir. Kayaların şekli ve yeri ise tamamiyle sizin zevkinize kalmış. Ancak bitkileri, kum, çakıl ve kayaları sade bir tasarım oluşturacak şekilde düzenlemeye dikkat etmeniz lazım.
Bambu ve ahşap materyaller, taş malzemeler, toprak saksılar, çeşitli renkte çakıllar, ahşap köprüler, Japon fenerleri bu bahçelerin malzemeleridir. Zen bahçelerinde yoğun bir aydınlatma kullanılmaz. Bu sebeple hafif ışık kaynakları, fenerlerin kullanılması uygundur. Sulama için ise; kesinlikle damlama şeklinde sulama uygundur. Taş ve kum olmasına rağmen bu bahçelerde de ayrık otlar çıkabilir, yaz aylarında maksimum iki günde bir kez sulama yapılmalıdır. Zen bahçeleri ile her mevsim yaşayan ve az bakım gerektiren bahçe hissi yaratılmaktadır.
Zen bahçe kuralları
Bahçede; ağaç, çakıl ve kum kompozisyonları içerisine kayalar, üçlü, beşli guruplar halinde yerleştirilir.
Kullanılan bu taşların bir kısmı toprağın içine gizlenir. Kumun derinliğinin ise en fazla 4-5 santimetrede kalması gerekiyor. Malzeme yerleşiminde ise daha çok kenarlara veya köşelere bitkiler yerleştiriliyor.
Yeşil alanlar merkezde kullanılmak istenirse, ortaya bir kaya konulur, kayanın etrafında kalan alana da çakıl taşları yerleştirilmesi uygun olur.
Ortaya konan kayanın etrafında, suya düşmüş taşın yarattığı dalgalar gibi tırmıkla şekil veriliyor. Ancak diğer alanlarda tırmıkla düz şekiller verilmesi gerekiyor ki, verilmek istenen kompozisyonun anlamı görülebilinsin. Dairesel şekillerin evreni temsil ettiği biliniyor. Farklı tırmıklama yöntemleri deneyerek, akan suyu da temsil edebilirsiniz.
Akan suyu tasvir eden kumların üzerinde, iki kayaya basan ahşap köprüler yerleştirmek, anlam bütünlüğünü devam ettirir.
Bahçe içinde sadeliği devam ettirmek için, fazla peyzaj elemanı kullanmaktan kaçınmak gerekiyor.
Seçil Mutlu