SONBAHARIN KARANLIK HAVASINA İNAT EV HAYATINIZA RENK KATIN
Kararan gökyüzü, çabucak geliveren akşamlar ister istemez hepimizin içini karartıyor. Depresif bir moda girmemize neden oluyor. Üzerine birde zorunlu olarak soğuyan havadan dolayı evlere kapanma zorunluluğumuz eklenince durum bir kat daha zorlaşıyor.
Üstelik bütün yaz ihmal ettiğimiz evin ihtiyaçları da gözümüze batmaya başlıyor. Eksikler, bozuklar, eskiyenlerden oluşan kabarık bir yenilenme listesi bizleri bekliyor. Bu durumu lehimize çevirmenin bir yolunu biliyoruz sanki. Ne dersiniz sizinle de paylaşalım mı? Biz Türklerin evlerinde yakın zamana kadar, “aklı selim” dengeli, uyumlu toprak tonları ile sıkıcı ve monoton bir dekorasyon maalesef çok yaygındı. “Toprak tonlarında gidelim, riske girmeyelim” anlayışı neyse ki artık yavaş yavaş biz de tarihe karışıyor.
Bu açılımla birlikte; tabii cesaret ve özgürlükte aşırıya giden seçimler de zaman zaman ortaya çıkmadı değil. Halıdan, koltuğa, yastıktan perdeye pembe oturma odaları; koyu morun her türlü çeşidiyle sizleri karşılayan yatak odaları bu açılımın maalesef olumsuz yan etkileriydi. Bu kitch görüntülerden de yavaş yavaş kurtuluyoruz artık neyse ki. Çarpıcı renk ve desenleri hayatımıza entegre etmenin en doğru yolu, onların yıldızlaşmasına izin verecek şekilde tek veya sınırlı kullanımından geçiyor aslında.
Evde canlı renkleri veya evin genelinde bulunmayan farklı renkleri ve desenleri belli ölçülerde kullanmak ev yaşamını ve dekorasyonunu monotonluktan kurtarmak bizim kış ayları için evlere tavsiye edeceğimiz en uygun geçiş şekli. Nasıl mı? Yenileme listenizin başında olan eşya veya mobilyalarda bu defa farklı renk seçimlerinde bulunarak elbette. Öyle çok köklü bir değişim değil bahsettiğimiz aslında, yemek masanızın sandalyeleri, dekoratif objeleriniz, sofra aksesuarlarınız, ev tekstil ürünleriniz, sehpanız, eskiyen komidininiz çok yeterli bir değişim rüzgarı olacaktır eviniz için. Markaların yenilenen koleksiyonlarındaki uygun gördüğümüz parçalardan biz kataloglar hazırladık sizler için. Biz göz atmaya ne dersiniz?