stil

dfot

 

 

Mamagreen çevre dostu üst düzey dış mekan mobilya ürünleri tasarlamakta ve üretmektedir. Mamagreen, konforu, işlevselliği ve stili harmanlayarak kaliteli ürünler üretmeye kendini adamıştır. Tasarlamış olduğu bütün mobilyalar ev ve otellerde kullanım için uygundur.

Tasarım sürecinin arkasındaki fikir çağdaş ama bohem bir dokunuşla modaya uygun bir ülke yaratmaktır. Bu benzersiz tasarım en kaliteli doğal ve endüstriyel malzemeler ile birleşerek mobilyalar için zevkli bir yaşam süresi sağlar.

Mamagreen, günümüzde Allux, Avalon, Baia, Bogard, Eden, Gemmy, MG INDUSTRIAL, Mono, Mudu, Natun, Oko, Quilt, Sally, Sparta, Stripe, Yuyup, Zix, Zudu, Accessories ve Bistro olmak üzere 20 koleksiyon serisiyle müşterilerine hizmet vermektedir.

Aradığınız mobilyayı bulamıyor musunuz? O zaman Mamagreen Custom Design tam size göre. Yapım başlangıcından montajına kadar uzman bir ekiple işi yürüten Mamagreen müşterilerinin özel istek ve gereksinimleri doğrultusunda ürünlerini tekrar dizayn etmekte ve onlara istedikleri mobilyalara kavuşma imkanı sağlayabilmektedir.

 

dfot

 

Yatak Odalarının Şıklığı:

Yatak Örtüleri

 

Güzel bir evin vazgeçilmezi özel ve güzel bir yatak odasıdır. Bu mekan başkalarındansa kişinin kendisi için oluşturduğu bir mekandır. Genelde evin diğer odaları gibi başkaları tarafından çokça görülmese de güzel dekore edilmiş uyumlu ve huzurlu bir yatak odası sahibinin kendisini iyi hissetmesine sebep olmaktadır. Farketmeden zamanın çoğu yatak odasında geçirilmektedir. Özel zamanların geçirildiği bu mekanın da güzelliğini ön plana çıkartan en önemli aksesuarlardan biri de yatak örtüleridir. Doğru seçilmiş ve genel dekorasyon ile uyumlu yatak örtüleri yatak odasına bambaşka bir hava katmaktadır.

Yaz kış farklı modeller ve çeşitlerle odaları renklendiren yatak örtüleri, ebeveyn ve çocuk odalarına, yaş ve cinsiyet gruplarına göre farklılık gösterir. Yatak örtüsü seçimi yaparken odaya hakim olan renkler ve içinde yer alan eşyalar göz önüne alınmalı bunların sonucunda odayla uyumlu olacak bir yatak örtüsü seçilmelidir.

 

Genç odaları için rahat ve kullanışlı modeller tercih edilmelidir. Bebek ve çocuk odaları için ise örtülerin desenleri ve modelleri çocuklara uygun ve kolay yıkanabilen malzemelerden yapılmış olmalıdır. Ebeveyn yatak odalarında kullanılacak yatak örtüsü için de kullanıcının karakteriyle ve ilgi duyduğu alanlarla bağlantılı seçimler yapmak daha doğru olur.

Yatak odalarında dekoratif uyum sağlamak için yatak örtüleri ile perdeler arasında oluşturulabilecek ilişki büyük önem taşır. Son zamanlarda üretilen perdeli yatak örtüsü takımları sayesinde bu uyumu sağlamak çok daha kolaylaşmıştır.

Özenle hazırlanmış yatak odalarını büyülü hale getirmek için tasarlanan özel yatak örtüleri ile yatak örtüsü modası ortaya çıkmıştır. Günlük kullanım için veya tüm dekorasyonun bir parçası olarak düşünülmüş gösterişli özel yatak örtüleri bu alanda çeşitlilik sağlamaktadır.

Klasik kır evi stilinde bir yatak odasında, küçük dokunuşlar ile odanın tüm atmosferini değiştirmek mümkün. Nostaljik renkte bir duvar kağıdı, beyaz ferforje başlıklı bir yatak ve yatağın üzerine serilecek patchwork desenli bir örtü ile uyumlu kırlentler istenilen etkiyi yaratmakta yardımcı olacaktır.

Yatak odalarında karamel, vanilya gibi sıcak ve yumuşak tonlar kullanılması mekanın rahatlatıcı etkisinin olmasını sağlayacaktır.

Kış ayları için günlük kullanımda yatağın üzerine yumuşak yün battaniyeler ve yapay kürk örtüler, yaz aylarında ise pike ve yatak örtüsü olarak birlikte dizayn edilmiş ürünler kullanılabilir.

Retro tarzı bir evde çiçek desenli yatak örtü ile ona uyumlu perdeler kullanarak evin stiline uygun bir atmosfer yaratılabilir.

En dinlendirici yatak odası rengi asilliği ile öne çıkan mavi renktir. Özellikle yatak örtülerinde kullanılan açık mavi tonlar ile rengin asilliğinden yararlanarak lüks, taşlı, işlemeli, prestijli ve klasik esintileri taşıyan masalsı bir yatak odası yaratılabilir.

Eğer hem çalışıp hem de şıklıktan taviz verilmek istenmiyorsa organze kumaştan, taş işlemeli, fırfırlı, pliseli veya dantel ile süslenmiş modeller de tercih edilebilir. Bu tarz abiye yatak örtülerinin üzeri birbirinden farklı renk ve dokuda kırlentler ile hareketlendirilebilir.

dfot

 

Burgazada

İstanbul adalarının en mütevazısı Burgazada, martı seslerinin yankılandığı sokakları, yazarlara ilham veren kırları ve zarif köşkleriyle huzurlu bir liman arayanları bekliyor…

Burgazada’da

Huzur ve renk

Diğer adalara nazaran daha az bilinen ve tercih edilen Burgaz’ın sakinliği, doğallığı ve eşsiz manzarası bir başkadır. Adaya ayak bastığınızda size en sıcak karşılamayı önce martılar ve kediler yapar. Sonrasında ise iskele meydanında mezeleri ile meşhur restoranlar muazzam kokularıyla aklınızı başınızdan alır.

 

Adayı gezdikten ve yorgunluk sarhoşu olduktan sonra da Ada’nın en meşhur dondurmacısı ile günü büyük bir keyifle noktalayabilirsiniz. Geri dönmek için hazırlanmaya başladığınızda ise içiniz burkulur ve bu huzuru hiç terk etmek istemezsiniz. Bahar Mahmure Derviş ise bu terk etme duygusunu bir daha yaşamamak üzere yıllar önce buraya yerleşip, adayı sindire sindire yaşamaya karar verenler arasında.

Hayatını dolu dolu yaşayan, her dakikasının kıymetini bilen huzur dolu ve inanılmaz hikayeler biriktiren Bahar Derviş Hanım evinin kapılarını Bast Home için açtı. Evin yolunu tutuyoruz ve bir kez daha Burgazada’ya aşık oluyoruz. İnanılmaz bir huzur eşlik ediyor bize. Sessizliği ne kadar özlediğimizi fark ediyoruz o an. Ve öğreniyoruz ki bu adada fayton atları genelde serbest dolaşırmış, eğer evlerin kapısı açık unutulursa bahçede  bir atla karşılaşma olasılığı çok yüksekmiş meğer. Bunu duyunca özellikle Büyükada için temennide bulunduk; en kısa zamanda şartlar değişip de buradaki atlar kadar özgür olabilsinler diye. Ve biraz yokuş çıktıktan sonra bizi bahçesinde çiçekler içinde karşılayan Bahar Hanım ile merhabalaştık ve bize ‘’Adalı” olmanın ne demek olduğunu anlattı.

‘Çocukken aile ile beraber adalarda büyümek ayrı, bir de seneler sonra ada hayatını tercih edip bunu yaşam biçimi haline getirmek ayrı. Ada hayatını tercih ettiyseniz bir kere kendinizi disipline etmeniz şart! Planlı ve programlı olmalısınız ki vapur saatleri programınızı alt üst etmesin.Onun dışında adada iseniz zaten tek yapmanız gereken bu hayata ayak uydurmanız. Unutmayın şehirdeki yaşantınızı buraya adapte etmek değil amaç aksine teslim olmak ve bir bütün halinde yaşamak’ diyor Bahar Hanım. Son 15 yılını Burgazada’da yaşadığını ve artık İstanbul’a yalnızca öğrencileri için gittiğinin altını çiziyor. Tam anlamıyla bir adalı Bahar hanım. Hatta öyle ki tatil tercihini de başka ülkelerin adalarına kaçmaktan yana kullanıyor. Kendi yaşadığı evin bahçesi görülmeye aslında yaşamaya değer diyebiliriz. 20 çeşitten fazla çiçek var bu bahçede.Ve her birine öğle bağlı ki kimseye teslim edemiyormuş.Gittiği yerlerden en nadide çiçekleri bile bu bahçeye taşıyormuş.Tüm bahçe bakımını bizzat kendi yaptığının altını çiziyor ve ekliyor, ‘Her bitkinin bakımı ve ihtiyacı apayrıdır. İşin en keyifli tarafı ise bunca çeşidin içinde her mevsimi bir başka yaşıyor olmanız. Bu bahçede her mevsimde farklı bir çiçek açar ve bahçe kendini yeniler. Öyle muazzam bir oluşuma şahit olursunuz ki bahçeniz adeta masalsı bir görünüme bürünür.’

Sohbet sırasında bir diğer öğrendiğimiz şey ise bu evin bulunduğu yerin Reşat Paşa Köşkü’ne ait olduğu. Sonrasında ise bu köşk kızları arasında bölüştürülmüş meğer.

Bahar hanım’ın bu evi nasıl seçtiği ise onun seneler evvel yaşadığı bir anıda gizli. Bu hikaye şimdilik bizde saklı kalsa da bir kelebeğin insanın hayatını değiştirebildiğini söyleyebiliriz. Evin her köşesi başka hikayelerle, başka anılarla dolu. Her objenin kendine ait bir hikayesi var. Evin içi o kadar sıcak detaylarla tamamlanmış ki kendinizi hiç de misafir gibi hissetmiyorsunuz.Evin başrolü ise şüphesiz kelebekler.Ancak mavi renk, melek figürlü detaylar ve antika objeler de arka planda kalmıyor. Bir oda bir salon olan bu ev son derece kullanışlı dekore edilmiş. Yazlık kışlık olarak kullanılan bu ada evinin her köşesi rahatlığa ve huzura işaret ediyor. Salondan bağımsız, kitabınızı alıp okuyacağınız bir alan dahi oluşturulmuş. Pencerelerden baktığınız bahçe manzarası ise görülmeğe değer. Kendinizi hem dağ evinde, hem de bir ada evinde hissedebileceğiniz nadir yerlerden anlayacağınız. Salondan verandaya açılan bir çıkış var ve Bahar Hanım’ın yine kendi yarattığı; Burgazada hatırası köşesi bulunuyor. Bu eve her gelenin mutlaka bu bölümde bir fotoğrafı ve hatırası olurmuş. Biz de es geçmiyor ve hemen bir hatıra fotoğrafı çekiyoruz elbette. Bahar hanımın hoş sohbeti ve samimiyeti  ile harika geçen bir günün ardından vapura biniyoruz ancak herkes gibi içimiz buruk bir şekilde terk ediyoruz adayı.Tez zamanda yeniden ziyaret etmek üzere…

SAİT FAİK

ABASIYANIK

MÜZESİ

Türk edebiyatının usta isimlerinden Sait Faik’in uzun yıllar yaşadığı tarihi köşke uğramadan yapılan bir Burgazada gezisi eksik kalır. Ada günlerinden geriye ölümsüz eserlerden oluşan paha biçilmez bir miras bırakan yazarın hayatının son yıllarını geçirdiği ev günümüzde bir müze. Güzel bir bahçe içerisinde yer alan köşkte yazarın el yazmaları, fotoğrafları, mektupları, kitapları ve kişisel eşyaları sergileniyor.

AYA YORGİ

KLİSESİ

17. yüzyılda yapıldığı sanılan manastır, Cennet Yolu’nun altındaki yamaçta inşa edilmiş. Üç katlı ve dikdörtgen planlı taş bina, 1920’li yıllarda Beyaz Ruslar tarafından da kullanılmış. Manastırın yukarısındaki çam ağaçlarıyla kaplı düzlükteki kilise ise 19. yüzyıl tarihli. Kilisenin içi ise resimler ve ikonalarla dolu bir müze gibi. Dekorasyonda kullanılan gümüşler ve ahşap oymalar ilginç.

KALPAZANKAYA

İskeleden yarım saatlik bir yürüyüşle, faytonla ya da gezi tekneleriyle ulaşabileceğiniz Kalpazankaya, adanın görülmeden geçilemeyecek yerlerinden biri. Püfür püfür rüzgârlarıyla yazın sıcağını hiç hissettirmeyen bu güzel doğa parçasının bir tarafı ormanla, diğer tarafı denizle çevrili. Hemen aşağısındaki küçük koy, güneşlenmek ve denize girmek için ideal. Civardaki kır gazinolarında ise balık ve kuyu kebabı çok lezzetli.

 

HRİİıSTOS TEPESıİ VE MANASTIRI

Bizans manastırı olan Theokoryphotos (Hz. İsa’nın Başkalaşımı), adının da söylediği gibi, Hristos (İsa) Tepesi’nin zirvesinde yer alır. Bizans kaynaklarınca doğrulanmamış olmamakla beraber, söylenceye göre, manastır Makedonyalı İmparator I. Basil tarafından (tks 867-86) bir antik Yunan tapınağının kalıntıları üzerine kurulmuştur.

18. yy.ın sonunda ise manastır terk edilmiş, bir harabe haline gelmiştir. Manastırdan günümüze, eski manastır bölgesinin çeşitli yerlerine dağılmış, önceki yapılara ait harabeler ve mimari kalıntıların yanı sıra, 19. yy.da yapılmış bir kiliseyle 18. yy.da inşa edilmiş iki katlı bir yapı kalmıştır. Manastır bölgesi girişinin içinde, çok güzel oyulmuş dört Bizans sütun başını da içeren bir dizi antik mimari kalıntısı bulunur.

Manastır yöresinin sınırları içinde bugün bile hâlâ yağmur sularını toplayan dört adet kocaman, kemerli yer altı sarnıcı bulunuyor.

Tepeden seyredilen manzara harikadır: Bütün Adalar ve Asya sahilleri görülebilir. Rumlar ve diğerleri hâlâ, Hz. İsa’nın Başkalaşımı’nın panigirisini (o yerdeki kiliseye adını veren azizin anısına yapılan şenlik) hatırda tutmak üzere 6 Ağustos’ta kiliseye geliyorlar; bu olay eskiden, tepenin zirvesinde müzik ve danslarla kutlanırdı.

Rum mezarlığı, manastır bölgesinin hemen yukarısında. Mezarlıktaki minik kilise, tapınakları hep tepelerin zirvesinde kurulmuş olan Hagios Profitis İllias’a adanmıştır.

KINALIADA

Krikor Lusavoriç Kilisesi

Ada nüfusunda önemli bir payı Ermeniler oluşturmaktadır. Gregoryen kilisesi sahil yolunda yer almaktadır. Prens adaları içerisindeki tek Ermeni kilisesi olma özelliğine sahiptir. 1857’de kurulmuştur ve 1988’de yeniden inşa edilerek bugünkü halini almıştır. İçerisinde ortaçağ taş oymacılığının güzel örneklerini içeren panolar bulunmaktadır.

KINALIADA CAMİİ

Kınalıada’da yaşayan müslümanların isteği ile modern bir  camii yapılmıştır.Üçgen çatısı, kesik yivli minaresi ve zikzaklı yedigen bir poligon oluşturan ana binasıyla Kınalıada Camii, İstanbul’da örneği bulunmayan modern bir mimari üslup taşıyor. Deniz kenarındaki 450 metrekarelik bir alan üzerine kurulu ibadethanenin avlusunda, şadırvan, cemaat odası, sağlık merkezi, gasilhane ve su sarnıcı bulunuyor.

DÖNÜŞÜM MANASTIRI

Dönüşüm Manastırı, Manastır Tepesi’nin üstündedir. Bu manastır aynı isimdeki Bizans manastırının yerine kurulmuştur. Bu manastırın bazı mimari kısımları katholikon yani keşiş manastırının içine yerleştirilmiştir, diğerleri ise araziye yayılmış durumdadır. Türklerin fethinden sonra manastır yıkılmaya başlamış ama sonra 1722’de İstanbul’da iş yapan Sakızadalı bir grup zengin Yunanlı tüccar tamamen onarımını üstlenmiştir. Bu tüccarlar Bizans katholikonunun yerine yeni bir kilise inşa ettirmiş ve yanına Aziz Paraskevi’ye adanmış bir şapel eklemişlerdir. İconostasis ve piskoposluk tahtı ağaç oymacılığının güzel eserlerindendir. Özgün katholikondaki Bizans ikonları İstanbul’da Rum Ortodoks Patrikhanesi’nde korunmaktadır. Şimdiki kilisenin ikonları Rus yapımıdır ve 1723’te Patrik III. Jeremias’a Çar Büyük Petro tarafından yollanmıştır.

RUM ORTODOKS PANAYİA KİLİSESİ

Adanın doğusunda yer alır ve Bizanslı tarihçiler tarafından bu manastırın İmparator V.Leon’a (813-820) kadar yaşadığı kabul edilir. Temel kazımı sırasında şamdanlar, zeytinyağı elde etmeye yarayan aletler, büyük mermer parçaları ve yazılı sütunlar ortaya çıkmıştır.

SİRAKYAN İKİZ EVLERİ

Ali Baran Meydanında bulunan Sirakyan İkiz Evleri Osmanlı döneminde mesken olarak kullanılmak için inşa edilmiştir. Üç katlı ahşap yapılardır ve Kınalıada’nın simgelerindendir.

 

dfot

 

 

İçi Dışı Bir, Samimi Tropikal Evler

Doğanın sesleri eşliğinde, çiçek, toprak ve yaprak kokuları Wile bezenmiş bir mekanda  duvar veya pencere gibi klasik yapı bölücüleri ile karşılaşmadan, içsel enerjinin kesintisizce uçuşarak dolaştığı bir ortamda güne uyanmak tropikal evlerde bir hayal ürünü değil doğal yaşam tarzının ta kendisidir. Sazlıktan yapılmış çatıların altına inşa edilen, ağaç kütükler ve taş sütunlar üzerinde yükselen bu evler duruşları ile adeta nefes alan bir canlıdır.

 

Açık olarak planlanmış, yaşam odalarının iç içe geçtiği, sadece panel bölmeler ile separe edilmiş mekanlarında iç ve dış mekan tasarımı birbirinin tamamlayıcısıdır. Ruhsal enerjinin bloke olmadan adeta uçuşarak dolaştığı bu evler “işte tam burada yaşamalıyım, benim yaşam tarzım bu olmalı dedirtir insana”.

Pratik ve fonksiyonel bir yaşam stili amaç edinilerek kurgulanan tropik evlerde gün ışığı ve taze hava müdahale edilmeden  doğal hali ile kendi yolunu bulur. Yaratılan birçok alternatifli oturma köşesi günün farklı saatlerinde evin farklı bölgelerinde vakit geçirme imkanı sunar.  Geceleri ise arı peteğinden yapılma mumların ışığı altında aydınlanan veranda ve balkonlarda elektriğin ve teknolojinin uğultusundan uzak olmak ise ayrı bir ruhsal terapi kaynağı olur. Elbette bu evler ilkel toplumlar tarafından inşa edilirken böylesine bir amaç güdülerek tasarlanmamıştı. Fakat içimizdeki geçmişe dönme ve huzura kavuşma isteği Güney Asya’ nın şimdi çoğu tatil mekanı olarak kullanılan tropikal evlerini popüler ve rüyası gezi mekanları haline dönüştürür. Bazıları için ise bu güzellikleri en doğal hali ile yaşayan ülkelere modern dünyadan göç ettirtir, hayatının geri kalan kısmını geçirecek ülkeler olurlar. İngiliz iç mimar Linda Garland buna güzel bir örnek. Garland 1970 lerde seyahat amacı ile geldiği Bali’de yaşamını sürdürmeye karar verir ve zaman içinde ismi bambunun kraliçesi olarak anılmaya başlar. Doğanın sunduğu zengin malzemeleri ve bambuyu kullanarak tasarladığı mobilyalar ve tropikal iç dekorasyon stili ile dünya jet setinin en favori tasarımcılarından biri olur.

Endonezya’nın Bali bölgesi içinde iç ve dış mekanın içiçe geçtiği eşsiz birçok tropikal evi barındırır. Pirinç tarlalarının zengin su yataklarının bulunduğu manzaralar çoğu tropikal evde yeniden hayat bulur. Bahçeleri dereler, göletler  ve havuzlar  ile buluşan evler Bali’nin doğası ile organik bir bağ kurar. Ana bina ve çevresinde küçük kulübeler ile genişletilen yaşam mekanları bambu köprüler ve taş geçişler ile birbirlerine bağlanırlar. Zengin bir fauna ya sahip tropikal ormanların geniş yapraklı muz, kokonat gibi ağaçları ise evlerin içine kadar uzanır ve doğal gölge yaratır. Bu adeta  yeşil bir şemsiyedir. Javanese  stili ağaçların ve sazlık çatıların altında, tik döşemelerin üzerinde, koloniyel tarzda rattan ve ahşap mobilyalar eşliğinde, pamuklu yastıklar, cibinlikler, keten döşemeler ile rahatın en üst düzeye ulaştığı samimi bir  yaşam imkanını sunar. Yağmur ormanının altında ıslanırcasına dışarıda bitkilerin arasında alınan duşlar, taş lavabolar, camsız, penceresiz  banyolar hepsi mekânsal terapinin bir parçasıdır tropikal evlerde.

Hindu ve Budist inançların efsanevi sembolleri ve karakterleri ile yaratılan sanat eserleri ve objeler ile dekore edilen köşeler kırsal yaşam tarzındaki bu evlere dahil olunca çok yönlü Asya kültürünün spiritüel kimliğini mekanlara taşırlar. Karakterleri ile yaratılan sanat eserleri ve objeler ile dekore edilen köşeler kırsal yaşam tarzındaki bu evlere dahil olunca çok yönlü Asya kültürünün spiritüel kimliğini mekanlara taşırlar.

Sıcak ülkelerin renkli ve doğal yapısını yansıtan Tropikal evlerin ekolojik duruşları ile de günümüz modern mimarisine örnek olması gerektiği kanısındayım. Sonuç olarak hangimiz sıra sıra dizilmiş beton kuleler yerine bu samimi, doğal evlerde yaşamayı tercih etmez ki?

 

dfot

B&B Italia

 

Piero Ambrognio Busnelli’nin girişimci sağduyusu ile 1966’da kurulan B&B Italia uluslar arası mobilya tasarımı alanında lider markalardan. Şirket Milano’nun kuzeyinde yer alıyor.

Kendilerini ürünleri ile İtalyan tasarım tarihini yazmaya adayarak başlamış, ve sürekli gelişen uluslar arası bir tasarım ekibiyle yollarına devam ediyorlar. Zevk, stil, teknoloji, yaratıcılık içeren başarı dolu bir maceraya atılmış olan şirketin İtalya’nın dünya çapında, sektördeki şöhretinde büyük payı var.

Uluslar arası bir marka haline gelen B&B Italia, yaşam alışkanlıkları ve gerekliliklerini hedef alan çağdaş tasarımlara imza atıyor. Sıra dışı kalitede, kendini güçlü şekilde belli eden, karakteristik, zamansız, elegan tasarımlarıyla, inovasyon ve endüstri alanındaki uzmanlıklarını da böylelikle gözler önüne sermiş oluyor.

Güçlü işbirlikleri, araştırmaya verdikleri önem, aktif sosyal girişimlerin sonucu ile oluşan iş prensipleri markanın DNAsını oluşturmuş.

Yüksek kalitede materyaller kullanılan tasarımlar meydana gelirken her aşaması titizlikle kontrol ediliyor. Her tasarımın kimliğinin altını çizecek mükemmellikle parçalar kullanılırken kullanıcının da tüm ihtiyaçları göz önünde bulunduruluyor.

Olağanüstü dayanıklılığı olan ürünlerin 10 yıl garantisi var. Zamanın ve trendlerin ötesindeki estetiği ile başarısını koruyan B&B Italia iç ve dış dekorasyonda kalıcı etkiler bırakmaya devam ediyor.

dfot

Indigo Pearl Phuket

 

Egzotik yaban hayatı ile dolu yemyeşil bir yağmur ormanı içinde bulunan Indigo Pearl, Puket’in kuzey kıyısında yer alır ve havaalanına kısa sürüş mesafesindedir.

Her bir villa egzotik süit, görkemli akşam yemeği, yaşam alanları ve dışarda barbekü olanağı sunmaktadır.

D-BUK Süitleri

(76 metrekare içerisinde açık ve kapalı alan)

Zarif tasarım, doğal ışık, sıcak tonlar ve ince dokunuşlar endüstriyel sanatla buluşuyor. Bu lüks süitler mükemmel bir aile tatili yaratmak için içerisinde bir kral yatak, bir büyük boy yatak, genişletilmiş oda ve multimedya merkezi bulundurmaktadır. Ayrı bir oturma alanına da sahip olan bu süitler içinde spa merkezi bulunduran iki küçük avluya doğrudan erişim imkanı sunmaktadır.

Private Pool Villas

(550 ye 2.500 metrekare içerisinde açık ve kapalı alan)

Lüks yaşamın somut bir örneği. Bensley Design Studios ortaklığıyla, bu özel havuzlu villalar gerçekten inanılmaz bir deneyim sunuyor. Bu rüya gibi villada romantizm dolu zamanlar geçirmek, arınmak ve yenilenmek, büyülü tropik bahçelere ve sakin gölete bakan bir manzarayı seyrederken ruhunuzu dinlendirmek mümkün.

 

Pearl Shell Süit

Her bir Pearl Shell Süit benzersiz bir tasarıma sahip. Bunun yanısıra 7/24 hizmet veren oda servisi ile misafirlerine istedikleri hizmeti verebiliyor ve ultra lüks bir tatil deneyimi yaşatıyor.

 

“One-bedroom” süitler (132 metrekare) içinde bulundurduğu spa terapi odası ve geniş açık alanı sayesinde samimi bir ortam sağlamaktadır.

 

“Two-bedroom” dupleksler (232 metrekare) denizin üstündeki platform üzerine kurulu bu suit terasta jakuzi ve içerisinde sauna ve gezilebilir galeri imkani sunuyor.

 

“Bensley” süiti ( 504 metrekare) asma güneşlenme terası ile kendi havuzuna sahiptir, süit çerisinde spa terapi odası bulunur ve dışarıda bulunan küvet gün batımında Andaman Adasının büyüleyici güzelliğine gözatma imkanı sunar.

Pool Pavillion Süitler

(112 metrekare içerisinde açık ve kapalı alan)

Geleneksel yüksek tavanlarla süslü geniş yaşam alanları hayalgücü ve renklerin etkileşimiyle tamamlanıyor. Gölgeli palmiye ağaçları arasında bulunan özel bahçenin avlusundaki havuzda serinlemek mümkün. Ayrıca iki stilist küvet, divan ve iki kişilik koltuk ile döşenmiş bu süitlerin büyük banyolarında antika eşyalar ve aksesuarlar ile bir yağmur duşu ayrıca rahatlama bankı da bulunmaktadır.

 

dfot

 

Kapatın Gözlerinizi,

Sizin Cennetiniz Hangisi?

 

Seyahat etmek, gezmek, dinlenmek, eğlenmek, öğrenmek. Yazın yaşamın kendisi demek aslına bakacak olursanız.

 

Hepimizin bir resmi vardır gözünüzü kapadığınızda beliren yaza dair. Çoğu çocukluk anılarına veya özlemlerine sıkışmış küçük enstantaneler. Kiminin gözünde bir terasta veya yeşil bir bahçede edilen keyifli bir kahvaltı canlanır gözlerini kapatıp yaşadığı rutinden uzaklaşmak istediğinde. Kimi saçlarını rüzgara vermiş bir teknede güneşleniyorken hayal eder kendini. Kimisi dalından meyva yerken, kimi de bir havuz kenarında meyva suyunu yudumlayıp şezlongda güneşlenirken.

 

Ben bir önceki hayatımda bir Rum Köylüsü olduğumu düşünecek kadar Ege mimarisine tutkunum. Yaza dair bir şeyler konuşulmaya başlandığında kendimi bir Yunun adasının rüya merdivenlerinde karşımdaki engin maviliği seyrederken ya da Bodrum’da bir taş evin avlusunda rahat bir sedirin üstüne bir yavru kediyle oynaşırken bulurum. Bu yüzden de yıllarca Bodrum sokaklarında amaçsızca dolaşırken gerçek anlamda nefes alabildiğimi ve buralara indiğimde varoluşuma ve benliğime dair bir anlam bulabildiğimi söyleyip durdum hep.

 

Bir yandan da insanın  öldükten sonra gideceği cennetini kendi zihnindeki gibi olacağına inananlardanım. Bu yüzden ölünce güneyde mavi beyaz bir taş evde, kedilerim, sevdiklerim ve sonsuz Mavilikle mutlu bir tablonun içinde hayal ederim kendimi zaman zaman.

 

Neyseki önümüz yaz, kendi cennetimize kavuşmak için ölmeyi beklememiz gerekmez. O zaman kapatın gözünüzü, netleşsin bu yaz ki rotanız…

 

Keyifli tatiller

 

dfot

 

Sandberg

İsveç duvarkagıdı ve tekstil sanatı

Sandberg markasının konsepti, alıcılara çevrelerini kişiselleştirme şansı verecek niteliklerde duvar kağıtları tasarlamak ve kumaşlar üretmek.

Güzel bir ev hayali kuran herkese yardımcı olmayı amaç edinen firme resepsiyon alanları, ofisler, otel ve konukevleri gibi ortak alanlarda da duvar kağıdı ve kumaş koleksiyonları ile mekan bütünlüğünü sağlıyorlar. Çevreye zarar verebilecek ya da alerjik herhangi bir materyali asla kullanmıyorlar.Sadece sürdürülebilir materyal ve üretim metodları ile florokarbon, pvc, renklendirilmiş plastik içermeyen ürünler yaratıyorlar. Su haricinde hiçbir çözücü maddeyi fabrikalarına bile sokmuyorlar.

Sandberg tasarım stüdyosu Göteborg’da. Tasarımcılar inovatif renk ve stilleri, klasiklerle kombine ederek, yarının klasiklerine imza atıyorlar. İlhamlarını, kitaplarsan, seyahatten, doğadan, sergilerden alıyor,  kısaca çevrelerindeki her şeyden etkiler taşıyan ürünler meydana getiriyorlar. Prodüksiyon mühendisleri ve renk uzmanlarıyla her koleksiyonun, deneme baskıları alındıktan sonra üretim aşamasına geçilmesine dikkat ediliyor.

Tüm çizimleri el ile yapıyorlar. Bunun sebebi teknolojiye asla karşı olamları değil, kağıt üzerinde müdahale edilen çizimlerde çok daha iyi sonuç alındığını bugüne kadar deneyimlemişler. Firma İsveç’in çok önemli iç mimarlarıyla çalışmalar yapıyor. Projelerini bu deneyimli snaatçılarla uygulayarak olası en mükemmel sonucu elde ediyorlar. Böylece marka sürecin başlangıçtan bitişe kadar profesyonel ilerleyişini garantilemiş oluyor.


dfot

dfot

 

Kır Evi Country Cottage Stili

Rahatlığı ön planda tutan, dingin ve huzurlu bir yaşam sunan, kendini tatile gitmiş gibi hisseden ve doğayla iç içe bir yaşam arayanların tercihidir . Country kırsal, yani geleneksel tarz dekorasyon demek; yaşanmışlık, yani bir eskiye gidiş, eski dönemi anımsatan objeler, eskitme masif mobilyalar, farklı bir romantizm, romantik sıcacık evler demektir. Kısacası modernin tam zıttı bir tarzı temsil eder, daha çok kır evi olarak biliniyor ve kökeni Fransa’ya dayanmaktadır. Amerikan Country,İngiliz Country ve Fransız Country en çok bilinenler arasındadır.

Gerçekte “kır evi tarzı” olarak benimsediğimiz hayatın içinden gelen bu stil, şehir yaşamından uzaklaşmak için sıcak ve davetkar havasıyla kucaklayıcı bir etki yaratmaktadır.. Konforlu, rahat, sıcak ve samimi, pastel veya toprak renklerinin hakim olduğu, yumuşak detaylara sahip mobilyalarla döşenmiş dekorasyon olarak tanımlanabilen Country tarzın doğum yeri Fransa olarak bilinmektedir. 17. ve 18. Yüzyılda Fransa dışında üretilen mobilyaları yapan marangozlar, saray ya da asiller için üretim yapmamaktaydılar. Bu nedenle onların ürettiği mobilyalarda daha basit malzemeler kullanılıp, işçilik daha basit tutulmaktaydı. Ahşap malzeme cilalanmak ya da yaldız kaplanmak yerine sadece boyanıp, kimi zaman kendi renginde bırakılmaktaydı. Kullanılan malzeme daha çok meşe, meyve ağaçları, ceviz ve bazen de maundu. Yüzeyler süslenmemekte, cilalanmamaktaydı ama biçim olarak mobilyalar asillerin evlerinden ilham alınmaktaydı. Paris’i hariç, Fransa’nın ‘Provans’ olarak adlandırılan bölgesinde üretilen mobilyaları ve mimariyi referans alan country stiline bugün beyaz mobilyalar, patine zeminler ve ahşap dokular eşlik ederek özellikle kır evi stili olarak bilinen stil günümüzde modern country olarak yeniden şekillendirilmektedir.

Country tarzı uygularken unutulmaması gereken ilk ve en önemli detay; sadelik, ferahlık ve samimiyettir. Daha çok pastel ve toprak renklerinin hakim olduğu ve ayrıca içine doğada bulunan renklerin estiği bir tarz olarak karşımıza çıkmaktadır.

Renk kullanımı

Bir kır stili olduğu için pencereden bakıldığında görülebilecek  tüm doğa renkleri ilham kaynağı olabilecektir. Yeşili, maviyi, çiçek renklerinin güneş ışığında biraz  soldurulduğunda oluşan bu mat renkler desenlerle birleştirilip kullanılır genellikle. Bunlar beyaz, krem veya toprak tonlarıyla kombinlenebilir, pastel renk tonları üzerinde gitmek harika sonuçlar verecektir.

Zemin beyaz, mobilyalar kahverengi, krem ya da toprak tonlarında kurgulandığında genel renk seçiminin yapılırken  aynı renk paleti üzerinde gidilmesi homojen bir etki verecektir. Kontrastlık oluşturulmak  istendiğinde, seçilecek rengin mekanda kargaşa yaratmaması için kontrastlık oranının birbirine yakın tutulması uygun olmaktadır. Evin tamamında ferah ve havadar bir ortam yaratmak için kesinlikle koyu kırmızı, koyu mor gibi tonlardan kaçmak gerekmektedir.

 

Mobilya seçimi

 

 

Country tarzda daha çok açık renkli ahşap malzemeler kullanılmaktadır. Doğal ahşaplar, ceviz, maun en fazla tercih edilenlerdendir. Ayrıca hasır ve bambu mobilyalar da özellikle kış bahçelerinde, teraslarda veya evin herhangi bir köşesinde kullanılabilmekte ve oldukça şık bir hava vermektedir. Büyük kanepeler, yumuşak sandalyeler, cilasız masif mobilyalar, antika objeler, ahşap sehpalar, masalar sayısı çok tutulmadan ve karmaşa yaratılmadan doğru konumlandırma ile bu tarz bir dekorasyonda yerini almaktadır. Tarzın koltukları oldukça geniş, oturma ve yaslanma yerleri tanımlanabilmektedir. Keskin değil yuvarlak hatlı mobilyalar daha sıcak ve samimi etki yaratmaktadır. Her ne kadar eskilerde kaldığı düşünülse de ahşap camlı bir vitrin bu tarzın tamamlayıcısı olmaktadır. Mobilyalarda el işçiliği çok önemlidir. Çok az da olsa oymalar kullanılır ama bu durum genel görünümün sadeliğini bozmamalıdır.

Country tarz bir dekorasyonda, yeniden kazanılmış mobilyalar ön plana çıkmaktadır. Aileden kalma bir konsol ya da eski bir ahşap ustasının elinde çıkmış yemek masası evin en önemli parçası haline gelebilmekte ve eski bir mobilya gerçek kullanımından başka bir amaçla yeni bir işlev kazandırılarak tarzın daha etkin olarak uygulanması mümkün olabilmektedir.

Yatak başı olarak ferforje kullanmak etkili olmaktadır. Beyaz ya da pastel tonlarda boyalı ve eskitmeli olarak kullanılabilir. Salon için ağaçtan bir yemek masası seçilebilir. Üzeri sıfır zımparalanmış ve cila atılmış modeller yerine direkt ağaç görünümlü ve mat cilaya sahip modellerle daha doğal bir görüntü yakalanabilir.

 

Kumaşlar

 

 

Koltuk ve sandalye döşemelerinde, yastıklarda daha çok pamuk, keten  kumaşlar tercih edilmelidir. Düz, çizgili, ekose veya çiçekli desenler birbiriyle kolaylıkla kombin edilebilir.

Minik çiçek desenli kumaşların düz ve açık tonlarda kumaşlarla birlikte kullanılması tavsiye edilir, son yıllarda ayrıca çiçeklilerin pastel baskın olmayan çizgili desenlerle de kullanımı artmıştır…Ayrıca çıkış noktası ile bağlantılı olarak lavanta, zeytin, üzüm ve kelebek desenleri tarza imza atmaktadır. Göz yormayan renklerden oluşturulacak bu desenler evin daimi baharda olmasını sağlayacaktır.

 

Aksesuarlar

 

 

Aksesuar denilince bu stilin iki ana kahramanı vardır; biri ferforje objeler diğeri ise hasır sepetler. Seramik ve topraktan yapılmış aksesuarlar da aralara serpiştirilebilir. Doğal olan her şeyin bu stilde yeri olduğu kesin. Ayrıca mutlaka abajur kullanılmalıdır. Sadece yatak odası için değil salon aydınlatması için de abajur stilin olmazsa olmazlarından biridir.

Büyüleyici porselen tabaklar, eski şapkalar, antika müzik aletleri, aileden kalma objeler, koleksiyon parçaları bu stilin en önemli aksesuarlarıdır. Desenli kırlentler bakır tencereler, hoş kokulu doğal sabunlar, saksılarda canlı çiçekler, yeşillikler dekorasyonu tamamlayan ince detaylardır. Bu tarzda bakırlar, çömlekler, döküm tencereler temel işlevlerinin yanı sıra birer dekorasyon objesine dönüşmektedir. Çekmece ve dolap diplerinde sergilenmeyi bekleyen aile yadigarı objeler, pastel tonlardaki ev tekstilleri ve taze çiçekler bu stilin anahtar parçalarındandır. Tarza uyumlu şamdanlar, mumluklar ve kuş kafesleri kalabalık yaratmamak şartıyla zeminde de kullanılabilmektedir.

 

 

Country tarzla uyumlu detaylar
Beyaz, krem mobilyalar ve özellikle eskitme mobilyalar
Evde bir yerlerde taze çiçek yada koltukta, minderde, perdede çiçekli desen
Bir kuş kafesi objesi, gösterişli şamdanlar, uzun zarif mumlar, fenerler…
Şömine, doğal taş duvar kaplaması
Rustik  taş desenler ve tuğlalar,
Ferforje objeler
Hasır sepetler, ahşap objeler

 

 

Country tarza asla uymayacak detaylar

 

Metal ve dijital objeler
Modern raflı duvar üniteleri
Ses sistemi, hoparlörleri vs gibi ev teknolojilerinin açıkta ve çok göz önünde olması,
Köşe koltuk takımları kullanılması
Lake, parlak kapaklı mutfak dolapları ve tezgahlar tercih edilmesi,
Düz hatlı, metal, modern avizeler, spotlar, aplikler seçilmesi, Fresh bir etki, pastoral bir hava ve romantik çağrışımlar için bu yaz evinizde tam da country tarz uygulama zamanıdır.