Sihirli Şehir Barselona ve Sihirbazı Gaudi…
Uçsuz bucaksız uzayıp giden altın sarısı sahiller, denizin en güzel tondaki mavisi, büyüleyici güzellikteki gökyüzü, zeytin ve portakal ağaçları, mis kokulu çiçeklerle bezenmiş balkonlar, rengarenk kafeler, sıcakkanlı Akdeniz insanları…. Bütün bunlara bir de Nisan ayından Ekim ayına kadar parlayan bir güneş eklenince tablo tamamlanıyor. İspanya’nın büyülü kenti Barselona başlı başına bir dünya, bir rüya. Akdeniz’in tüm karakteristik özelliklerini taşıyan Barselona’dan hayal kırıklığıyla dönen olmasa gerek.
Modern mimarinin başkenti olarak da adlandırılan Barselona’nın geçmişi, aslında İspanya’dan bile eski. İspanya’nın Akdeniz kıyısındaki ekonomik ve sosyal olarak en önemli yere sahip şehri olan Barselona, dokuzuncu yüzyılda Katalan bir asilzade tarafından kurulmuş. Kente, ünlü mimarların yapıtlarıyla bezeli sokakları, tarihi eserleri, yöresel yemekleri, dansları ve kültürel çeşitliliğiyle, Avrupa’nın mücevheri de diyebiliriz. Barselona, en çarpıcı modern binalarla ve özellikle de Antoni Gaudi’nin şaheserleriyle bezeli bir masal şehri. Bu eserlerin en önemlisi ise La Sagrada Familia. İnşaatı yüzyıldan fazla sürmüş. Gaudi’nin planlarını takip eden mimarlar inşaatı devralmışlar ama kimilerine göre Sagrada Familia asla bitirilemeyecek. Çünkü bu konsept muazzam ziyaretçi çekiyor.
Casa Mila ise, Gaudi’nin kendini Sagrada Famili’ya adamadan önce tamamladığı son işi. İnşaatı 1906-1910 yıllarında yapılan ekspresyonist tarzdaki evin yüzeyi ve iç yapısı tamamen yuvarlak çizgilerden ve bombelerden oluşmakta. En üst kat olan çatı katı şu anda ziyaretçilere açık. Binanın sürrealist çatı bacaları çok ilginç, her biri adeta ortaçağ şövalyelerini andırıyor. Hatta bu sebeple, yazın yapılan gece aydınlatmalarında bu kat biraz ürkütücü görünür.
Casa Mila’dan sonra görülecek ilk yer, bana göre, mutlaka Park Guell olmalıdır. Gaudi’nin en renkli, en mozaikli, en neşeli ve masalsı eseri bu parktır. Bu parkın içinde yer alan Gaudi’nin evi günümüzde müze haline getirilerek içindeki eşyalarla birlikte korunmaktadır.
- yüzyılın sonlarına doğru sanatta ve mimaride modernizm akımı başlarken, İspanyol mimarlar; varlıklı müşterileri için o zamana kadar hiç görülmemiş binalar inşa etmişlerdir. Yeni Sanat akımının öncüsü olan A.Gaudi Cornet (1852-1926) aynı zamanda bir Katalan’dır. Barselona kenti, mimarın tüm sanatsal etkinliklerinin merkezi olmuş, kişiliğinin ve modernizmo denilen akımın gelişiminde büyük yer tutmuştur. ”Süsleme, mimarın kaynağıdır” düşüncesinden etkilenmiştir. 19. yüzyılın baskın sitillerinin ötesine geçerek, sınıflandırılması zor olan kendi düşsel estetiğini yaratmıştır.
İlk önemli eseri; 1883-1888 yılında yaptığı Barselona’daki Casa Vicens adlı yazlık evdir. Daha sonra E.Guell adında bir sanayici ile sıkı bir arkadaşlık kurarak, bu aile için yaptığı eserlerle mimari prestij kazanmıştır. Bu yapıtlar; Guell Pavilyonu, Guell Sarayı, Guell Mahzeni, Colonia Guell Türbesi ve fantastik Guell Park’ıdır.
Antoni Gaudi’nin şüphesiz en simgesel yapıtı Park Guell’dir. Aslında 60 bina için iskan olarak alınan ancak iki adet ev yapılan bu arazi, şehir konseyi tarafından 1922’de satın alınmıştır. Sonrasında da belediye parkına dönüştürülmüştür. Gaudi’nin en renkli eseri olan Park Guell, Kont Eusebi Guell’in 20 hektarlık arazisi üzerine bir ”bahçe şehir” olarak düşünülmüştür. Parkın giriş kapısının üzeri kremalı dondurma şeklinde yapılmıştır. Masalsı giriş kapısı ve ağaç kökü biçimi verilmiş olan kolonların arasından geçtikten sonra, parkın en bilinen simgesi olan cam kırıkları ve mozaikten yapılmış olan rengarenk ejder ve merdivenler ziyaretçileri karşılamaktadır. Gran Plaza Circular ise parkın en önemli yeridir. Bu plazanın çevresini yine renkli seramiklerle süslenmiş bir bank çevrelemektedir. Akdeniz manzarasıyla daha da zenginleşen bu bank, aynı zamanda dünyanın en uzun bankı olarak da bilinmektedir.
1882 de Vilar tarafından yapımına başlanan La Grada Kilisesinin projesini 1883 de Gaudi devralmıştır. 1908 de ise başka proje almayı bırakan Gaudi, 1926 da ölümüne kadar bu kilise ile uğraşmıştır. Bütün enerjisini ve dikkatini bu esere ayırmakla kalmamış, 1/1 ölçekte çalışabilmek için stüdyosunu da bu inşaata taşımıştır. Hayatının son yıllarının neredeyse tamamını bu katedralin yapımına adamıştır. 1883 yılından beri sürmekte olan ve 2041 de bitirilebileceği tahmin edilen Kutsal Aile Katedrali bittiği zaman 18 kuleye sahip olacaktır. Yapı, keskin geometrik şekillere ve organik formlara sahiptir.
Dünya çapında bir üne sahip olan Gaudi; Mila evleri, Park Guell, La Grada Familia Kilisesi’nde tüm hayal gücünü kullanarak şahaserler yaratmıştır. Eserlerinin sekiz tanesi Unesco Dünya Mirası listesinde yer almaktadır.